MANA 4.Kitap 3.Kısım

...

MANA 4.Kitap 3.Kısım

Mert,
"Bir kademe ayrıldığına göre devam ediyorum" dedi ve "kıymetli dostlarım öncelikle şunu belirtmem gerekiyor ki konu aşırı derecede hassas...

Şimdi Tanrılar dediğimiz 3 kadim Tanrı var.
Bunlar adı üstünde ölümsüz...

Bunlar ölümsüz de diğer Tanrılar nasıl öldü diye bir soru aklınıza gelebilir diye burada bir detay vereceğim...

Kıyamet dediğimiz bir olay var.
Bunun ne olduğu ve nasıl gerçekleştiği konusunda kimsenin bir fikri ya da bir bilgisi yok.
Yaradan dilediğinde bu kıyamet ile birlikte ölümsüz de olsa ölümlü de olsa, ne olursa olsa olsa yok ediyor ya da başka bir şey ediyor...
Ama bilinen boyutlardan kayboluyorlar.

Şimdi böyle bir kıyamet durumu söz konusu olmadığı için bu Tanrıları öldürmemiz mümkün değil.
Kaldı ki zaten bizler yargısız infaz yapacak kişiler değiliz.
Bu noktada elbette ki davranışlarımızı belirli aşamalarla gerçekleştireceğiz.

Şunu belirtmek gerektiğini hissediyorum.
Bu Tanrılarla biz bir şekilde anlaşmalı ve dost olmalıyız.
Bu dostluğun nasıl gerçekleşeceği konusu henüz konuşulmadı.
Masada mı dost oluruz, yoksa savaş meydanında mı dost oluruz bilmiyorum.
Fakat onlar bizi, biz onları yok edemeyeceğimize göre bir şekilde bir taraf üstünlük kuracak ve diğer taraf ona tabi olacak.

Şunu bilmek gerekir ki her ne kadar ölmek yoksa bile ölümden de beter cezalar var.
Bu noktada keşke ölsem de bundan kurtulsam denilecek hususlar var.
Onun için umarım iş o noktaya gelmez.
İş o noktaya gelirse o konuda da yapılacak pek çok şey var...

Fakat benim öğrendiğim bu Tanrılar periler diyarında, onların boyutunda kendileri için tahsis edilmiş, ayrılmış bölgede çok mutlu bir şekilde yaşıyorlardı.
Ne şekilde ve hangi şartlar altında oradan dışarıya çıkartıldıklarını da bilmiyoruz.
Fakat hangimiz olursak olalım evimiz diyebileceğimiz ve mutlu olacağımız yeri her yerden önde tutarız ve de nereye gidersek gidelim oraya döneriz...

Yani demem o ki birtakım hadiseler cereyan edecek ve nihayetinde bu Tanrılar ayrılmak durumunda bırakıldıkları Safinazların bölgesine geri döneceklerdir.
O nedenle bunu diğer problemlerin içerisinde en kolay problem olarak görüyorum.

2. Problem İblis ve tayfası...
Bizim dünyamızda mühürlü bir kapı ama bu kapı dediğimiz öyle bir tane kapı değil...
Binlerce farklı şekilde yapılmış, onların kırk yılda bir tanesini anca kırabilecekleri kadar sağlam kapıların arkasında, başka bir boyutta hapsedilmişken…
Evet maalesef onların da oradan o kapıları nasıl çatlattıklarını ve eğer müdahale etmezsek yakında oradan kaçacaklarını biliyoruz.

Bakın sizden hiçbir şeyi saklamıyorum çünkü gerekli görmüyorum.
Saklamayı gerekli görürsem elbette ki paylaşmam fakat tamamıyla benim bildiklerimi buradan ayrılırken biliyor olacaksınız.
Onun rahatlığı ile dinlemeye devam edebilirsiniz.

Şimdi Tanrılar 10.000 yıl yaşadı sonra kıyamet koptu ve yok oldular...

Yok olmanın tanımı nedir diye soracak olursanız...

Oradan makası bana verir misin dediğimizde, sorduğumuz kişi makası orada göremiyorsa, "efendim makas burada yok" diye cevap verir.

Makasın orada yok olması makas ile ilgili bir kıyameti ifade etmez.
Başka bir şekilde başka bir yerdedir veya gerçekten başka bir yerde bile olamayacak şekilde yok olmuştur.
Belkide makas artık makas değil de başka bir şey olduğundan makas yok oldu diyor da olabiliriz.

Yani sonuçta Tanrılar 10.000 yıl yaşadıktan sonra yok oldular.

3 tanesi zamanlarından kendilerinden sonraki yıllara haber vermek üzere Safinazların boyutunda misafir olarak bırakıldılar.

Tanrılardan sonra 10.000 yıl yaşayan topluluk "Kadimler" diye bahsettiğimiz topluluk.

İşte kadimler derken bu kendilerinden önce yaşayan Tanrıların olağanüstü güçlerini bilime çeviren bir topluluktan bahsediyoruz…
Buluşları ve bilimsel metotları ile Tanrıların yaptığı her şeyi yapacak kadar bilgi birikimi ve bilim sahibi olan varlıklardan bahsediyoruz...

Zaten onların kıyameti de bedenlerinin yok olup kendilerinin farklı bir enerji boyutuna geçmeleri ama bedensiz bir enerji boyutuna geçmeleriyle gerçekleşiyor.

O nedenle de birkaç kişi Safinazlarda misafir olarak var ve kendi zamanları ile ilgili detayları kendilerinden sonrakilere aktarmak üzere görevlendirilerek kıyamete dahil edilmemişler.

Peki Tanrıların gücünü bilime çeviren bu kadimlerden sonra yaşayan İblis ve tayfası ne yapmış diye soracak olursanız…

Onlar da kadimlerin bilimini büyüye çevirmişler.

Bu büyü noktasında o kadar ileri gidiyorlar ki melekler onlara karşı mücadele etmekte çaresiz kalıyorlar.

Burası başka bir hikâye buraya hiç girmeyeceğim, daha önce pek çok kişi birlikte şahit olduk, dinledik...
Merak edenler sorarak daha sonra bu konunun detaylarını öğrenebilirler.

Şimdi bu durumda İblis ve tayfası, kadimlerin bilimini büyüye çevirdiler, dolayısıyla kadimlerin bilimi Tanrıların gücü idi.

Demek ki onlar da bir şekilde ölümsüz olarak bahsedeceğimiz varlıklar.

Kaldı ki yaradan onların kıyametini kopartırken onları yok etmemiş, sadece başka bir boyuta nakletmiş.

Onu o şekilde ne için yaptığı konusunda ne benim aklım erer, ne sizin aklınız erer...
O nedenle bunu hiç konuşmaya gerek yok, ne konuşursak konuşalım dedikodu olur.

Eğer o kapılar çatlar kırılır ve bu tayfa şu an yaşadığımız evrene dağılırsa, nasıl derler bizim oralarda bir söz var, "yandı gülüm keten helva"...

Yani helvayı kavururken onu yaktınız mı onun daha çözümü yoktur.

Bu söylediklerimden habersiz olduğu için ne dediğimi anlamayanlarda lütfen anlayanlara sorsunlar.
Çünkü benim dilim böyle...
Ya bunu öğreneceksiniz ya da sora sora alışacaksınız.

O halde bu kapıların çatlamaması lazım.
Peki bu kapılar çatlamadan, bunlar dışarıya çıkmadan bunlarla nasıl bir mücadele vereceğiz?

Şu an için Onlar dışarıya çıkamazlar fakat biz içeriye girebiliyoruz.
Biz onların olduğu yere gidip, orada onların canına okuyacağız ve bu cana okuma ve de onları püskürtme sonrasında, bu kapıları onaracak, tamir edecek ve geri çıkacağız.

Bunları yaparken her ne kadar Ebru Ece olsun, bendeniz olsun, ekipteki siz kıymetli dostlarım olsun, pek çok güce sahipsek de...
Bahsettiğimiz topluluk milyarlar dediğimiz bir topluluk ki yani burada biraz desteğe ihtiyacımız yok desek yalan olur.

O nedenle işte önce Tanrılarla bir dostluk kurup, onları da bizimle birlikte bize yardım etmeleri için İblis ve tayfasının hapis olduğu boyuta götürmemiz gerekiyor.

Sonrasında oradaki işimizi İnşallah hallettiğimiz takdirde, Tanrıları yine periler diyarında onların mutlu oldukları bölgeye bırakarak, onlara teşekkür edecek ve oradan ayrılarak 1. Kat semaya çıkacağız.

1 kat semada Sadık Efe bizi bekliyor fakat bu anlattıklarımı yapmadan önce oraya çıkarsak, şu an Safinazların bulunduğu peri diyarından kaçan, şimdi burada bir parantez açayım...

1 kat semada Sadık Efe’nin orada hapsedilmesinin uygun olmadığını söylediği…
Kaçarlarsa büyük tehlikeye sebep olacaklarını bildirdiği ve bu nedenle Safinazların peri diyarında hapsedilmesini rica ettiği "karanlık cinler"den bahsediyoruz.

Bu durum İblis ve tayfasını bile aşan Bir tehlike.

Bu konuda ne yapacağız onu hiç bilmiyorum.

Size sadece tehlikeden bahsediyorum.

Bunu halletmeden önce birinci kat semaya çıkacağız ve orada Sadık Efe, işte onun artık meclisi mi var heyetimi var onlarla yapacağımız toplantılar, görüşmeler neticesinde bir yol bulacağız ve bu bahsettikleri karanlıkları bir şekilde zapturapt dediğimiz kontrol altına alacağız.

Bakın burada da her ne kadar bunlar suçlu bulundular ve hatta 1 kat semada hapsedilmesi bile tehlikeli olduğu için periler diyarında hapsedildiler diye bahsettiğimiz bu karanlıklar bizim için masum.

Neden bizim için masum?
Çünkü ne bizimle ilgili ne bir hadiseleri var, ne de bizim onlara verdiğimiz herhangi bir ceza var.

Fakat anlatılanlardan yola çıkarak çok çok temkinli olmalıyız.

Bunlar farklı bir yapı farklı bir ceza yöntemi...
Ne yaptıklarını da bilmiyoruz, neden bu kadar tehlikeliler onları da bilmiyoruz ama Ya birileri bunlara ceza verdi tehlikeli dedi diye onların ağzıyla konuşarak, biz de bunlar için tehlikeliler cezayı hak etmişler gibi saçma sapan konuşamayız.

İşte bu olayı gidip bizzat doğru ağızlardan 1 kat semada dinleyip, sonra onları ne şekilde yine nereye almamız gerekiyor ya da onlarla ne yapmamız gerekiyor...
Belki de onları affedip doğru yola koymamız gerekiyor...
Yani ne yapacağımızı hiç bilmiyoruz.

Evet arkadaşlar size tane tane net bir şekilde ne biliyorsam hepsini aktardım.
Şimdi bu noktada ihtiyar periler size iyi istirahatler diliyorum.
Galaksiler federasyonu üyeleri ve yardımcıları, ekipleri sizleri de canı gönülden selamlıyorum ve lütfen bizi yalnız bırakın, biz daha bu konuyu anlayamadık bile...
Önce biraz daha konuşalım ve sonra plan yapıp, bir de bu yapacağımız planlar zincirini uygulamaya koymamız gerekiyor.
O nedenle bunu daha sakin kafayla ve az sayıda kişiyle yapmamız gerektiğinden, sizlerden özür dileyerek izin istiyorum.
Safinaz misafirleri yolcu et geriye kalanlarla devam edelim" dedi.

Safinaz zaten olayı çözmüştü.
Tekrar böyle göz açıp kapayıncaya kadar bir süre içerisinde gitmesi gerekenleri gönderdi.
Geriye sadece Mert, Ebru, çekirdek ekip, 32'ler grubu, işte ne bileyim imparatoriçe, imparator, Bazira’nın hükümdarı gibi çok yakın dostları, Asaf Hoca, onun yanında getirdiği birkaç kişi görevli, onların daha önce yanında bulunan yardım eden diğer peri dostları gibi bir grup kalmıştı.

MANA 4.Kitap 3.Kısım için tıkla..

...