MANA 3.Kitap 9.Kısım

...

MANA 3.Kitap 9.Kısım

Safinaz Filo’ya seslenerek,
“Arkadaşlar hepimize içtenlikle teşekkür ediyorum ve yıldız üslerimize dönüyoruz.
Sonrasında, eğitimlerinize devam edeceksiniz.

Biz, Bark gemimiz, 2 firkateyn ve 4 kruvazör eşliğinde, galaksiler gezimize başlayacağız.

Bizler dönene kadar, umarız sizler de görevlerinizi tam olarak öğrenmiş ve kendinizi yetiştirmiş olursunuz.

Bunun dışında, zaman zaman Asaf Hocam ve ekibi sizleri kontrol edecek.

Kontrollerini haricinde, inzibatlarımız ve denetleme kurullarımız, sizinle sürekli irtibat halinde olacak ve karşılaştığınız sıkıntıları hızlı bir şekilde çözecekler.

Gerekmedikçe bizler geri dönüp olaylara müdahil olmayacağız.
Ancak geri dönemimizi gerektirecek herhangi bir sebep hasıl olursa, galaksinin en uzak noktasından geriye dönmemiz Ebru Ecem’in portalı ile 14 saniye sürüyor.
O nedenle merak etmeyin, bizi her an sizinle birlikte ve yanınızda kabul edin.

Sadece eğitim değil tabii ki, sevdiklerinizle birlikte olun, eğlenin, rahatlayın ama lütfen herkes öğrenmesi gerekenleri kısa sürede öğrensin.

Farkındaysanız bu savaşa çok hazırlıksız yakalandık.
Üstün Savaş gücümüz sayesinde burnumuz kanamadan bu savaştan galip çıktık.
Fakat yarın ne olacağını bilemeyiz.
O nedenle bu hazırlıklarınızı son sürat devam ettirmenizi önemle rica ediyorum.

Safinaz bunları söyledikten sonra, 10'dan geriye doğru sayarak bütün Filo’yu dünya çevresinde bulunan Yıldız üstlerindeki yerine götürdü.

Filo Safinaz’ın direktifleri doğrultusunda konumlanmış vaziyetteydi ki, Mert Safinaz'a,
“Filo komutanları ile toplantı yapmak istiyorum, Safinaz onları buraya davet eder misin?
Asaf Hocamı ve ekibini de bir zahmet davet et.
Onlarla daha farklı bir konu görüşeceğim.

Bu esnada Bark gemimizde bulunan misafirlerimizle de ilgilenin.
Onların içerisinde acil durumlar için dünyaya geri dönmeleri ya da dünyadan birilerini getirmeleri gerekiyorsa, o konularda da yetki sizin, itina ile ilgilenin.
Fakat Safinaz bu dediklerimi görevlendirdiklerin yapsınlar, sen bize lazımsın yanımızda bulun” dedi.

Safinaz,
“Baş üstüne Mert Bey, derhal isteklerinizi yerine getiriyorum” diyerek gitti.

Ebru Mert’e,
“Aklından gene neler geçiyor bakalım senin” dedi.

Mert, “Sözlücülükte son günlerini yaşayan sevgili sözlücüm, şu işleri biraz otomatikleştirmek istiyorum ki, seninle daha uzun vakit geçirebileyim...

O nedenle, kafamda muhtemelen canlı Cevahir’in fikridir ki, birtakım fikirler oluştu.
Bunu bir istişare yaparak hayata geçirmeyi düşünüyorum ki, insanlar kabul edebildikleri bir şeyin peşinden giderlerse daha huzurlu olurlar diye düşünüyorum.
Haklı mıyım sence?”

Ebru,
“kesinlikle haklısın bu toplantıları yapmanı gerçekten seviyorum.

Hem o insanlarla görüşüp kaynaşmak yemek yemek gayet hoş.

Fakat seni uyarayım çok fazla uzatma ki, verdiğimiz sözler için yenilecek yemekler var...
Onları da yola çıkmadan önce halletmemiz gerekiyor.”

Mert,
“unutmadım hayatım, hatta verilecek hediyeleri bile düşündüm...

İzin verirsen önce şu toplantıyı yapalım.
Sonra o konuda seninle zaten konuşacağım ve sonrasında ortak kararımızı uygularız” dedi.

Bu esnada Safinaz gelmiş ve
“efendim Arzu ettiğiniz kişileri davet ettim, aldım getirdim.
Fakat komuta karargahına sokup burada konuşmak yerine sizin bahçenize aldım o insanları...

Üs komutanları ile birlikte ailelerini de getirdim ki, Sude peri siz komutanlarla konuşurken ailelerini çarşıda alışverişe götürecek ve onlarla ilgilenecek.

Böylece bir noktada üs komutanlarına da savaştaki gayretlerinden dolayı bir nevi teşekkür etmiş oluruz diye düşündüm.

Bu toplantıya sadece insan üs komutanlarına değil, peri generallerini de davet ettim.

Ve farklı bir şekilde bu defa peri komutanlarının ailelerini de getirdim.
Onların da farklı ihtiyaçları var.
Sude peri onlarla da özel olarak ilgilenecek.”

Mert,
“Safinaz maşallah, maşallah, maşallah” dedi.

“Sen maşallah artık yükümüzü iyice üzerimizden almaya başladın ve bu bizim için çok muhteşem sevindirici bir durum.”

“Sen şimdi maaşına zam da istersin” dedi ve bir kahkaha atarak Safinaz'a takılmayı da ihmal etmedi.

Safinaz,
“Evet efendim o konuyu ben de sizinle görüşmek istiyordum” dedi.

Mert bunun üzerine,
“Yani nasıl ne nasıl nasıl yani özür dilerim Safinaz, gerçekten böyle bir konu varsa, ben bu konuda senin ciddi olduğun bu konuda, şaka, şaka, şaka yaparak seni incittim mi?
Özür dilerim...

Safinaz,
“Efendim çok özür dileyerek, geçen gün beni ısırmıştınız ya...

Şu anki durum, onun rövanşı olsun...

1-1 berabereyiz” diyerek tebessüm etti ve bu arada Ebru'nun arkasına kaçarak saklandı.

Ebru gene yaşanan komik olaylar karşısında karnını tutarak gülüyordu.

“Mert sonunda kendine dişine göre bir rakip buldun, ben hiç karışmam, Safinaz'la baş edebiliyor musun, baş edemiyor musun, kendin karar ver” dedi.

Mert,
“öyle olsun Safinaz... Durum bir bir ama maçımız bitmedi, kendini kolla” diyerek Safinaz'a dişlerini gösterdi.

Safinaz,
“Ecem hep aynı şey olmaz, lütfen Mert Bey’e söyleyin daha farklı konularda benimle yarışsın...

Sürekli diş göstererek olmaz.
Lütfen Ecem korkuyorum biliyorsunuz” dedi.

Ebru'nun olaylar karşısında söz söylemeye mecali kalmamış, gülme krizi bir üst safhaya çıkmış gözyaşlarıyla birleşmişti.

Mert,
“bu hesaplaşmayı daha sonraya bırakıyorum.
Şimdi misafirlerimiz ile ilgilenelim, haydi onların yanına geçelim.” dedi ve evlerinin bahçesine geçtiler.

12 yıldız üssünün komutanı, yardımcıları ve tüm yüksek rütbeli, binbaşı rütbesi ve üstündeki subaylar ile bunlarla eş rütbede görev yapan peri komutanları gelmişlerdi.

Asaf Hoca da yine kalabalık bir ekip ile toplantıya iştirak etmişti.

Elbette ki Zeynep Hanım ve Sacit Bey ile 32'ler grubu da toplantıda hazır bulunuyorlardı.

Mert,
“Öncelikle herkese hoş geldiniz diyorum” diyerek konuşmasına başladı.

“Safinaz senden rica ediyorum...
Şöyle zengin tabaklarla misafirlerimize güzel yiyecekler ve yanına içecekler ikram et.
Kuru kuruya ağırlamayalım onları” dedi.

“Bu arada Peri komutanlarımız da bu ikramdan aynı şekilde nasiplensinler lütfen...
Onlara da uygun olacak ikramlarda bulunalım” dedi

Safinaz işaret ederek, oluşturduğu ağırlama komitesine başlamalarını söyledi.

Artık her şey rayına oturmuştu...

Komite ne yapılacağını ne ikram edileceğini gayet güzel bir şekilde yerine getiriyordu.

Mert söze devam ederek,
“dostlarım bugün çok zor bir görevi, hiç kimsenin hatta düşmandan da hiç kimsenin burnu kanamadan hallettik.

Ümit ediyorum ki, bundan sonraki savaşlarımızda olacaksa bu şekilde olsun ve hiçbirinize inşallah zarar gelmesin.

Şimdi bu toplantıyı yapmamızın sebebini size özetleyecek olursam...

Biz birkaç saat sonra galaksiler arası gezi turumuza başlayacağız.

Öncelikle dünyamıza yakın olan farklı ve ilginç gezegenleri görüp, kısa incelemelerde bulunarak, Oradan numuneler alarak gezimize devam edeceğiz.

Ufak tefek belkide milyonlarca galaksi var...
Fakat bu ufak tefek galaksiler 79 ana galaksiye bağlı olarak işlev görüyor.
Biz 79 ana galaksiyi ve belki biraz farklı olduklarından bazı alt galaksileri dolaşacağız, onlara da Haber gönderdik.

Onların hazırlanması için bi 10 gün kadar süre tanıyacak ve bu esnada bahsettiğim gibi, bilimsel çalışmalarda bulunarak, eğlenerek ağır ağır ilerleyeceğiz.

Galaksileri dolaşırken karşılaşacağımız birçok problem olacaktır ve bunları da çöze çöze ilerleyeceğiz.

Size söylemek istediğim bu planın içerisindeki şu kısım…

Her galaksiye bir yıldız üssü oluşturmak niyetindeyim.

Bu oluşturacağımız Yıldız üslerimizin komuta ve yönetim anlayışı, aynı dünyamız çevresindeki Yıldız üslerimizin yönetimi şeklinde olacak.

Tek bir fark var o da orada, burada olduğu gibi Filolar oluşturmayacağız.

Sembolik bir filo elbette ki olacak fakat amacımız oradaki insanlarla dostluk kurmak ve iletişimde bulunmak olacak.

Bu çerçevede 79 tane 5000 kişi istiyorum sizden…

Bu 5000 kişi ihtiyaca uygun personelden oluşacak.

Komutanlar, bilim adamları, sağlık ekipleri gibi ne gerekiyorsa hepsinden 1 parça olacak şekilde güzel bir oluşum hazırlayın.

Her bir galakside yapılacak Yıldız üssünde görev almak üzere, Yine aynı şekilde 5000 de peri personel hazırlansın.

Şimdi bu dediklerimizi anladınız. Size ne lazım…
79×5000=390.000 personel lazım.

Şimdi 390.000 personel dedik ama bazı galaksilerde milyonlarca gezegen ve bağlı binlerce ufak galaksi vs. var…

O nedenle bazı galaksileri tek bir yıldız üssü inşa etmek yetmeyecektir.
Bazılarına 30 tane Yıldız üssü inşa etmeniz gerekecek.

Akademi Hocaları olan periler bu konuda gerekli detay çalışmalarını yaparak, size tam sayının ne Olduğunu söylerler ki, tahmin ediyorum 10 milyon civarında bir personele ihtiyacınız olacak gibi görünüyor.

Bunu bu söylediğim çerçevede daha sonra revize ede ede, en güzel halini aldırarak yerine getirirsiniz.

“Asaf Hocam çok özür diliyorum.
Bazı konulara sizinle istişareye vakit olmuyor ve bodoslama dalıyorum olaya...

Fakat malumunuz durumun gereği bu olduğundan böyle.
Yoksa sizin saçınızın bir teline binlerce Mert feda olsun...

Dünya bazındaki detaylar beni ilgilendirmiyor, kim seçmiş, kim seçilmiş bu toplar sizde Hocam elbette ki.”

Asaf Hoca,
“Mert bu konuları düşünme sakın.
Hem ben hem de buradaki arkadaşlarım, nasıl bir bıçak sırtında iş yaptığınızı görüyor.
Bize bir şeyleri anlatmaya çalışıp gönlümüzü almakla falan vakit kaybetme.
Yürü be koçum, kim tutar seni diyorum ve nokta koyuyorum bu konuşmaya.”

Mert Asaf Hoca'ya teşekkür ederek konuşmasına devam etti...

Bunun dışında, herhangi bir isyan ya da kötü niyet karşısında, ön savunma birlikleri oluşturmamız gerekiyor.

Bu çerçevede oluşturulacak Yıldız üslerinde, personel ile çalışan gemilerden ziyade, yapay zekâ ile perilerin kontrolünde çalışan insansız gemiler tercih ediyorum.

Elbette ki bu ön savunma üstlerini de istişare etmek ve bilgi paylaşmak üzere, belirleyeceğiniz miktarda insan subay ve personel yine bulunacak.

Fakat dediğim gibi, bu ön savunma üslerinin komutası ve savunma birlikleri, tamamen perilerden ve perilerin kontrolünde oluşacak.

Her şeyden önce, Ebru orada yaşayan perilerin de Ecesi...

Yani gerektiğinde, o bölgeden milyarlarca peri bizim perilere destek verecektir.

Bu üstlerde, çok fazla sayıda caydırıcı güce sahip, pratik ve savaş gücü yüksek yeni nesil gemiler istiyorum.

Mesela bu tür yani ön savunma tipi üs sayısını 40 olarak düşünürsek, her bir üs 1 milyar Savaş gemisine sahip olmalı derim.

MANA 3.Kitap 10.Kısım için tıkla..

...