MANA 3.Kitap 10.Kısım
MANA 3.Kitap 10.Kısım
Zaten şu anki insan nüfusu 40 milyar personeli oluşturmayacağı için, özellikle bu görevi perilerin komutasına veriyorum ki, onların sayısı epeyce trilyon kadar var.
Evet benim söyleyeceklerim temelde bunlar.
Eklemek istediğim bir husus da şu…
Bakın bugün 2 milyon 592 bin gemi ile 324 milyon gemiyi durdurduk.
Bu 40 tane Yıldız üssünde bulunacak 40 milyar gemiyi, tamamen caydırıcı güç olması açısından arzu ediyorum.
En kötü düşmana karşı bile, insancıl bir yaklaşımda bulunduk bugün.
Kaldı ki diğer galaksilerde yaşayan canlıların pek çoğu dost.
Aman ha göreyim sizi, onlara dost olarak yaklaşın.
Sıkıntılarını çözmelerine de yardımcı olun, problemlerini halledin, sorunlarına onlarla birlikte göğüs gerin ve bu
79 galaksiyi birleştirerek, sanki tek bir vücutmuş gibi bir şekle sokma gayreti içerisindeyiz.
Şimdi sizlere davetiyemizi de attık...
İnşallah bu seyahatimizden dönünce, Ebru ile benim düğünümüz gerçekleşecek ve bu düğüne 79+ galaksiden delegeler davet edildi, edilecek...
Sonuçta bu galaksilerin birlik beraberlik içerisinde birleşmeleri konusunu da orada gündeme getireceğiz...
Ve dünyada nasıl ki sınırları kaldırdıysak, galaksiler arasındaki sınırları da bir şekilde Allah'ın izniyle kaldıracağız.
Evet bu anlattıklarım ve bahsettiklerim çerçevesinde daha fazla konuşmak, sadece kafalarımızın karışmasına ve yorulmamıza sebep olacağından, konuşmamı burada noktalıyorum.
Herhangi bir sorunuz varsa o konuda aranızda istişare ederek, benimle istediğiniz zaman, istediğiniz şekilde, istediğiniz yerde görüşebilirsiniz.
Şimdi güzel güzel yiyelim, içelim ve bugünü anlamlı bir şekilde kutlayalım” diyerek yerine oturdu.
Asaf Hoca kalkarak,
“Evet her ne kadar dünyamız, bu Galaksi olaylarından sonra okyanusta bir kar tanesi kadar kaldı ise de dünya
birleşik federasyonu başkanı olarak...
Mert benim zaten evladım ve bugüne kadar bizi hiç yanıltmadı...
Canı gönülden söylediklerinin hepsinin altına imzamı attığımı belirtmek istediğimi söylüyor ve sizleri
selamlayarak yerime oturuyorum” dedi ve oturdu.
Mert,
“Asaf Hocam, bize birleşik galaksiler federasyonu başkanı da lazım olacak.
O nedenle lütfen emekli değirmenci rolü yapmayın bize” dedi ve güldü.
Sonrasında, Neşe içerisinde dünyanın değişik yerlerinden gelen müzik gruplarının ve gösteri gruplarının eşliğinde yemekler yenildi, sohbetler edildi.
Mert ayağa kalkarak,
“arkadaşlar Ebru, ben ve Safinaz izninizi istiyoruz.
Savaşta başarı gösteren arkadaşlarımıza verdiğimiz bir söz var.
Onlarla birlikte yemek yiyip, sohbet edecek ve onları ödüllendireceğiz.
Bu işi burada herkesin içinde yapmak istemiyoruz.
Onlarla daha samimi bir ortamda, daha yakın bir şekilde ilgilenmek istiyoruz.
O nedenle sizden izin istiyoruz.
Siz eğlenmenize lütfen devam edin...
Asaf Hocam izninizle, siz ev sahibi olarak misafirlerimizi lütfen bizim yerimize ağırlayın” diyerek evlerine geçtiler.
Ebru Safinaz'a,
“Safinaz şu sözlerimizi yerine getirelim de önümüz açılsın.” dedi
Safinaz,
“Ecem ben bu söz verdiğimiz insanları toparlayayım.
Siz nerede ne şekilde olacağını bana söyleyin ki ona göre bir hazırlık yapayım” dedi
Mert,
“en samimi ortam nerede olursa bu işi orada yapmamız gerekiyor.
Sanırım en samimi ortam yine bizim evimiz ve bahçemiz olsa gerek” dedi.
Ebru,
“Benim daha iyi bir fikrim var...
Annem ve babamın evinde yapalım bu işi.
Orası hem daha bir canlı hem de daha bir anlamlı” dedi.
Mert,
“İtirazım yok, düşünce güzel, evet Safinaz orada yapalım.
Sen bu insanları ve pericikleri oraya al, biz de geliyoruz.” dedi
Safinaz,
“Peki Efendim” diyerek oradan ayrıldı.
Ebru Mert’e,
“Mert ne düşünüyorsun sadece yemek ile mi bu insanları ödüllendireceğiz diye sordu.
Mert, “elbette ki hayır...
Çok güzel sürprizlerim var onlara, hadi gidelim sana da sürpriz olsun” diyerek Ebru’yu alıp anne babaların Evine
geçtiler.
Hasan baba ile Sanem anne evlerine bir anda misafir dolunca hem sevindiler hem de telaşlanmışlardı.
Sanem Hanım bu misafirlere ne ikram edeceğiz kaygısına düşmüş, kendi kendisine söyleniyordu.
Safinaz durumu görünce,
“Sanem anneciğim telaş etme, her şey kontrol altında, izzet ve ikramda sınırımız yok, Mert Bey ve Ebru Ecem
birazdan gelecekler zaten.
Bunlar, ödül alacak, üstün başarı göstermiş gemi personelleri, bu misafirlere hediyeler verecekler.
Sakin olun hep birlikte seyredelim, telaşa gerek yok” diyerek onu sakinleştirdi.
Safinaz, ortamın düzenlenmesi için pek çok periyi seferber etmiş, hatta abartıya kaçarak ortamı bir festival yerine dönüştürmüştü.
Olay gece vakti gerçekleşiyordu ve havuzları, çiçekleri tarif edilemez güzellikte ışıklarla donatmış, muhteşem bir tablo ortaya çıkartmıştı.
Havai fişek gösterileri canlı müzik eşliğinde ortama muazzam bir lezzet katıyordu.
Yemekler anlatılamaz lezzette ve çeşitte idi.
Gösteriye otantik de bir hava katmış, eskinin sokaklarında Ramazan akşamları dolaşan şerbetçiler ve macuncular gibi, görsel efektler ekleyerek geceyi daha da bir şenlendirmişti.
Sadece ödül alacak insanları ve perileri değil, aynı zamanda onların amirlerini de davet etmiş ve tabii ki Asaf Hoca, ailesi ile birlikte gelmişti.
Ve Mert Ebru’yu alarak yanlarına geldi…
Ebru'nun üzerinde muhteşem gece mavisi bir gece elbisesi vardı.
Bu gece mavisi renk üzerinde, grinin açık tonları ve pembenin toz Pembe tonları ile işlenmiş desenler, elbisenin eteğindeki fırfırından yakasındaki broşa ve onu tamamlayan saç süslemesinden kolyesine, bilekliğine varıncaya kadar bir prensesi andıran görüntüsü mevcuttu.
Mert ise tarzı olmamasına karşılık, Ebru'nun giyimini tamamlayacak şekilde Beyaz giyinmişti. Bembeyaz bir takım elbise, üst cebinde Ebru'nun elbisesinin kumaşından Bir mendil, boynunda Ebru'nun elbisesinin renginde bir kravat ve saatinden yüzüklerine gece mavisi bir kombinasyon mevcut idi.
Ayağındaki Beyaz ayakkabının gece mavisi motifleri anlatılamayacak kadar güzeldi.
İçeriye girişleri gerçektende bir imparator ve imparatoriçe edası ile olmuştu.
Safinaz ambiyansı tamamlanmak açısından müzik olarak da
Rain in Jiang Nan
Müziğini seçmiş ve muhteşem bir duygusal hava oluşmuştu.
Mert hafif eğilerek, Ebru ise bir imparatoriçe reveransı ile davetlileri selamladılar.
“Hoş geldiniz dostlarım” diyerek Mert sözü eline aldı.
Bugün burada çok sevdiğim misafirler bir araya gelmiş durumda...
Her birinizin masasında oturup onunla birlikte yemek yemeyi çok arzu ediyoruz ancak izninizle bugün kahramanlarımızın masasında oturacağız.
Mert ve Ebru savaşta kahramanlık göstermiş 26 insan ve 83 periden oluşan grubun bulunduğu masaya giderek oturdular.
Masada pek çok yemek çeşidi vardı ve kahramanlar grubunu oluşturan insanlar bu yemeklere başlayabilmek için iştah
ile bakıyorlardı.
Perilerin önlerinde ise kendilerinin ulaşamayacağı hoş kokulu ve değişik baharatlar içeren yiyecekler vardı.
Periler de onlara bir an önce başlasak dercesine bakıyorlardı.
Safinaz,
“Efendim kahraman insanlarımıza en lezzetli ve en sevdikleri yemeklerden ikram ediyoruz.
Kahraman peri kardeşlerimize gelince, biz periler insanlar gibi çiğneyerek ağzımız yoluyla yemek yemiyoruz.
Bizler yemeğimizi koku yoluyla yiyoruz.
Yani anlayacağınız perilerin önündeki yiyecekler çok güzel kokulu ve muazzam bir rayiha ve baharat çeşidine sahip.
Bunlardan, bu kokulardan onlara bir ziyafet hazırladık.
Aynı şekilde çok güzel kokan içecekler de onlar için hazırlandı.
Ebru perilere dönerek,
“Canlarım benim hoş geldiniz...
Sizleri çok seviyorum...
Sizlerle birlikte yemek yiyeceğim için çok heyecanlı ve mutluyum” dedi.
Elbette ki diğer kahramanlarla birlikte yemek yemekte aynı şekilde benim için bir onurdur.
Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi.
Mert,
“Sizlere ödül vereceğimize söz verdik.
Şimdi bu sözümüzü yerine getirmek üzere ödüllerinizi açıklıyorum...
Her şeyden önce tüm kahramanlar, görev yerlerini yardımcı personellere teslim ederek, bizim imparatorluk gemimiz
Bark'a aileleri ile birlikte misafirimiz olarak gelecekler.
Tüm kahramanlar dedim...
Yani insanlar ve periler arasında ayrım yapmıyorum.
Bu söylediğim hepiniz için geçerli.
79 galaksiyi sizinle birlikte gezeceğiz…
Bu gezi esnasında Bark'ta bulunan her yerden ve her şeyden sınırsız faydalanabileceğiniz gibi, kalacağınız yerde normalin ötesinde, Onur konuklarımızı ağırladığımız mekanlarda olacaktır.
Hediyelerimiz bunlarla da sınırlı değil.
Ayrıca tüm kahramanlarımıza seyahatiniz esnasında, hoşlarına gidecek olan gezegenlerde 10 gün böyle nasıl desem,
77 yıldızlı bir konaklama imkânı sağlayacağız.
10 günün sonunda sizleri tekrar Bark gemimize nakil edeceğiz.
Ebru'nun perilere söz verdiği üst sınıfa geçme hediyesinden ben anlamam, Eceniz ile aranızda halledersiniz.
Tüm bunlar size olan şükranlarımızı sunmak için elimizden gelendir.
Bunun dışında hepinize birer kahramanlık Onur madalyası vermesini Asaf Hocamdan rica ediyorum.
Hocam siz madalyaları mümkünse biraz sonra arkadaşlara takarsınız.
Safinaz sen bu madalyaların şeklini, üzerindeki anlamlı deseni, bu savaşın madalyası olduğuna dair anlamlı
görselleri içeren güzel bir madalya hazırlatırsın.
Kahramanlarımıza bu madalyaları Asaf Hocam ve beraberindeki amir komutanlar takarlar.
Evet yemeklerimizi soğutmadan hep birlikte yiyelim.
Daha sonra bu anlamlı gecenin madalyalarını sahiplerine teslim edelim.
Herkese afiyet olsun” dedi.
Ebru Safinaz'a,
“Safinaz'cım yemekten sonra Mert bu madalya işi ile uğraşırken, biz de seninle daha önce konuştuğumuz peri
Beyleri, şefleri ve onların içerisindeki öksüz ve yetim periciklerden oluşan bir grubu buraya alırsan...
Onlarla da birtakım atıştırmalıklar yiyip içecekler içerek sohbet etmek istiyorum.
Sonrasında onları da bu gece burada misafir edelim.
Arzu edenler elbette ki bizimle birlikte galaksiler seyahatimize de katılabilirler.
Fakat görevi ya da işi olanları böyle bir şeye zorlamak istemiyorum.
O nedenle kendileri nasıl arzu ediyorlarsa, benim için her türlüsü uygundur.
Sen beni anladın, bunu ona göre organize et.”
Herkes birbirinden güzel yiyecekleri ve içecekleri afiyetle yediler ve içtiler.
Çalan güzel müzikler eşliğinde hoş sohbetler edildi. Ödül alan kahramanlar çok heyecanlı ve keyifliydi.
Burada yaşananlar Asım peri tarafından canlı olarak bütün dünyaya ve periler alemine yayın yapılıyordu.
Muhakkak ki gerek dünyadaki insanlar olsun gerek peri alemindeki diğer periler olsun, bu kahramanlara imrenerek övgü ile bakıyorlardı.
Yemek sonrası madalya töreninde geçildi.
Safinaz muhteşem bir madalya tasarımı yaptırmış ve bu madalyalar kahramanlara takdim ediliyordu.
Ebru ise daha önceden söz verdiği misafirlerini bahçedeki havuzların birisinin yanında bulunan kamelyada misafir etmiş, onlarla hoş sohbetler ediyordu.
Yine onlara hoş kokulu atıştırmalıklar ve nefis kokulu içecekler ikram etmişti.
Peri şefleri ve reisler Ebru ile birlikte olmanın hazzını yaşıyorlar, diğer milyarlarca peri izlerken, sobanın kenarındaki kedinin mırıldanması sesine benzer sesler çıkartıyorlardı.
Evet bütün sözler tutulmuş bütün vaatler yerine getirilmiş tüm bunları yapmanın huzuru ile baş başa kalan Ebru ve Mert çay içerek birbirlerine bakıyorlardı.
…