MANA 3.Kitap 8.Kısım

...

MANA 3.Kitap 8.Kısım

Sacit Bey de 32'lik grubuna sahip çıkmış ve onlara bir Baba Kartal edasıyla kol kanat germişti.

Yemekler yendi, içecekler içildi, tatlılar geldi ve sonrasında yemek Faslı sona yaklaşmıştı.

Mert ayağa kalktı ve Safinaz bir bardağa çatalla vurarak herkesin Mert'i dinlemesi noktasında uyardı.

Mert,
“arkadaşlar gerçekten uzun konuşulacak bir konu yok.
Sabah kalkacağız gemilerimize bineceğiz ve gidip düşmanı yeneceğiz, bu kadar basit” dedi.

“Arkadaşlar her şeyden önce düşman gemilerinden 9 bin küsur kat daha hızlı hareket kabiliyetimiz var.

Bu gerçekten dehşet bir üstünlük.

Safinaz gemilere talimat ver bu hızdan yararlanarak, düşman gemilerinin arkasına geçip motorlarına ateş etsinler sadece.

Ne olursa olsun, düşman da olsa insanlara ya da başka canlılara ateş etmek mecbur kalmadıkça doğru değil.

Çünkü o gemide gelen düşman da olsa savaşanların aileleri ve çocukları var.

Bunu hiçbir zaman unutmayın...

Mecbur kalmadıkça kimseyi öldürmeyeceksiniz.

Taktik olarak, düşmanın yarısının motorlarını vuracağız ve geri çekileceğiz.

Bir miktar geri çekildikten sonra düşmanla irtibata geçecek ve eğer yok olmak istemiyorsanız motorları vurulan gemilerimizi de alıp gidin diyeceğiz.

Yarınki Savaş şu an anlattığım şekilde gerçekleşecek ve geri çekilmek zorunda kalacaklar.

Ha çekinmediler mi?...

Hiç uğraşmayın…
Allah yarattı demeyin ezin geçin o durumda.”

Asaf Hoca,
“Mert söylediğin çok mantıklı.
Onlara bir fırsat vermek lazım.
Eğer verdiğimiz fırsatı ve yaptığımız bu uyarıyı anlamıyorlarsa, O zaman gerçekten bir savaşa hazır olmalılar.”

Mert,
“Evet Hocam aynen buyurduğunuz gibi, biz her durumda üstümüze düşen insanlık vazifemizi yerine getireceğiz, sonrası onlara kalmış.” dedi.

Sonrasında biraz müzik dinlendi, insanlar kendi aralarında konuştu, çay kahve içildikten sonra herkes yarına hazırlanmak üzere evlerine gitti.

Herkes birbirinden uzaklaştı ve daha fazla konuşma yapmadan sabahın heyecanı ile yattılar.

...

Sabah olup kalktıklarında, Safinaz onlara Süper bir kahvaltı sofrası hazırlamıştı.

“Aç karnına savaşılmaz buyurun sofraya” diyerek, onları kahvaltı yapmaya davet etti.

Mert,
“Safinaz teşekkür ediyorum, tam bir Osmanlı kahvaltısı hazırlamışsın.
Karnımızı doyuralım ve sefere hazırlanalım” dedi.

Kahvaltı yapıldı...

Sonrasında, herkes son hazırlıklarını kontrol ettikten sonra, Mert Ebru ile birlikte ve Sacit Bey ile Zeynep Hanım’ı da alarak Bark'ın Savaş köprüsüne geçti.

2.592.000 gemiden oluşan filo, 324 milyon gemiden oluşan düşman öncü kuvvetlerine doğru ağır ağır hareket etmeye başladı.

Safinaz,
“şimdi Show zamanı Mert Bey müsaade ediyor musunuz?
Ecem izniniz var mı” dedi.

Mert,
“Kumanda sende Safinaz” dedi.

Ebru ise neşeli bir şekilde,
“Yürü be Safinaz kim tutar seni” diyerek ona coşkulu bir sesle seslendi.

Safinaz birkaç farklı yere sıçradı.

Diğer Filo gemileri ile senkronizasyonu sağlıyordu.

Tüm Filo’nun senkronize olduğunu gördükten sonra, muhteşem davudi bir sesin kadın versiyonu ile
“Tüm filo dinlesin, şu an yapacağım sıçrama düşman hattına olacaktır.

Bu sıçramayı yaptığımızda çok dikkatli olun çünkü düşman kuvvetleri bizim 150 katımız.

Bu şu demek oluyor filomuzdaki her savaş gemisi 150-200 düşman gemisinin motorlarını ateş ederek etkisiz hale getirmek durumunda.

Unutmayın düşmandan en az 9600 kez daha hızlısınız.

Bu hızınızı muhafaza ederek düşman gemilerinin arkasına dolanıp, güreşte bir deyim var 2 puan alacaksınız.

Yani çok seri bir şekilde motorlarına ateş edip, sonra tekrar hızınızı artırarak bir sonraki gemiye geçeceksiniz.

Düşman gemilerinin size saldırmasına fırsat vermeyin.

150 gemiyi etkisiz kılmanız 20 saniyeyi geçmemeli.

20 saniyeden sonraki her saniye düşman gemilerinin toparlanıp size karşı taktik uygulama fırsatı bulması demektir.

20 saniye kısa bir süre gibi gelse de ben daha önce bunun testini yaptım.

200 gemi Saniye’nin on binde biri kadar sürede etkisiz hale getirilebiliyor.

Size bu sürenin binlerce katı zaman veriyorum.

Elbette tüm zamanı kullanmak zorunda değilsiniz.

Ciddi bir hareket senkronizasyonu ile 5-10 saniyede bitirirsiniz.

Ben çok iyi biliyorum ki içinizde birçok Arslanlar mevcut.

200 gemiyi 1 saniyeden daha kısa sürede bitirecek pilotlarımız var.

Ve size Bir de ödül teklif ediyorum.

En çok düşmanı en kısa sürede yok eden 10 peri ve onunla birlikte aynı gemide bulunan insanlar, aileleri ile birlikte Ebru Ecem ve Mert Bey ile Bark imparatorluk gemisinde yemek yiyeceklerdir.

Ve pek çok hediye seçeneğinden istediklerini seçebileceklerdir.

Haydi göreyim sizi, beni utandırmayın, Allah da hiçbirimizi utandırmasın.

Gazamız mübarek ola diyorum ve 30 saniye içerisinde hareket edeceğimi size bildiriyorum hazır olun.”

Safinaz Ebru'ya döndü ve
“Ecem özür dilerim size sormadan sizin adınıza yemek sözü verdim ama o an kendi dolduruşuma geldim...

Kusura bakmayın tekrar özür diliyorum” dedi.

Ebru,
“Safinaz'cım az bile verdin daha fazla ödül bile teklif edebilirdin” dedi.

Mert,
“Safinaz gayet güzel bir konuşma yaptın, ödül konusuna kafayı takma benim kafamda daha büyük ödüller var...

İnşallah şu seferden galibiyetle, kimse zarar görmeden bir dönelim o işler kolay dedi.

Ebru,
“Her ne olursa olsun ben ek yapmak istiyorum, içimden geldi.
Safinaz aç haberleşme kanalını ve periciklerime ben de sesleneceğim.” dedi

Safinaz haberleşme kanalını açtı ve çok sert bir şekilde,
“Dikkaattttt...! Ebru Ecem konuşacak diyerek” sustu.

Perilerin pek çoğu Ebru'nun sesini ilk defa duyacaklardı.
Sessiz ama heyecan ile ve de göz yaşları içinde dinliyorlardı.

Ebru,
“Canlarım, benim, canımdan çok sevdiğim kıymetli periciklerim...
Çok kolay bir savaş olacak bizim için...

Eminim tüm galaksilerde bu savaş destan olarak konuşulacak.
Ben lafı uzatmayacağım ve sizlere şunu söylemek için seslenmek istedim...

En gayretli 3 periciğim ailesi ile bir üst sınıfa terfi edecek.
Canlarım benim göreyim sizi beni utandırmayın.
Gazamız mübarek ola...” dedi

Milyarlarca peri aynı anda “hurraaaaaa” dedi ve kesinlikle bu ses galaksinin öte yanından duyuldu.

Sonrasında Ebru,
“Safinaz top sende” diyerek mikrofondan çekildi.

Safinaz'ın da gözleri dolmuştu.

“Ecem söyleyecek söz bulamıyorum...”

“O halde ya bismillah diyor ve harekete geçiyorum izninizle” diyerek, cevap beklemeden filoya işaret verdi ve gemiyi harekete geçirdi.

Aynı saniye içerisinde düşman cephesine bütün filo ile birlikte giriş yapıldı.

Düşman gemileri ışık hızının katbekat üstünde bir hızla hareket ederken, kendi hızlarından defalarca Üstün böyle bir hız beklemediklerinden durumu sadece seyrediyorlardı.

Görebildikleri tek şey de zaten hız farkı nedeniyle etraflarında dolanan ışıklardan ibaretti.

Dünya filosu hiç vakit kaybetmeden, önceden konuşulduğu şekilde düşman gemilerinin motorlarını muhteşem bir süratle vurmaya başladı.

Henüz 7 saniye geçmişti ki Safinaz Filo’ya bir miktar geri çekilme emri verdi.

Dünya filosu, düşman hattından göz mesafesine geri çekilmişti.

Safinaz,
“işlem bu kadar Mert Bey...
Düşman gemilerinin bize yakın olan yarısı yani 177 milyon tanesi etkisiz hale getirildi.

Onun arkasında kalan filolarının diğer gemileri, önlerindeki bu çöplüğü geçerek bize şu an saldıramazlar.

Şimdi sıra sizde Mert Bey, konuşma yapmanız gerekiyor” dedi.

Mert,
“Safinaz eline koluna sağlık, öncelikle bizim filomuza bir selam verip sonra düşman filosu ile konuşalım...
Aç bakalım mikrofonu...

Safinaz iletişimi açtı ve
“Tüm filo dinlesin Mert Bey konuşacak” dedi.

Mert,
“Arkadaşlar sizinle uzun uzun konuşacağız fakat öncesinde düşmana söylememiz gereken birkaç cümle var.
O nedenle size öncelikle bir teşekkür etmek için iletişimi açtırdım.
İzninizle şu düşmanı bir kovalım, sonrasında bol bol konuşacağız” diyerek Safinaz'a düşman komuta gemisi ile bağlantı kurmasını söyledi.

Hiç vakit kaybetmeden konuşmaya başladı ve “sevgili davetsiz misafirler...
Her ne kadar bizi avlamak üzere geliyorsanız da yine de biz sizi saygı ve sevgi ile kucaklıyoruz.

Bakın 177 milyon geminizin itici motorlarını vurduk, hiçbirinizi burnu kanamadı.

Hiçbir canlıya zarar vermedik.

Ben derim ki, şu an sağlam gemiler motorları çalışmayan gemileri, çekici ışınları ile çeksinler ve geldiğiniz yere dönün.

Eğer bu söylediğimin aksinde bir hareket görürsem, Allah yarattı demem 324 milyon gemiyi içindekilerle birlikte yakarım.

Geri döndüğünüzde merkez üssünüze benden selam söyleyin...

Selam söyleyenin kim olduğunu sorarlarsa,
“Canlı Cevahir” dersiniz.

Evet yanlış duymadınız ben Canlı Cevahirim ve Mert Bey ile aynı vücuttayız.

O nedenle akıllı olmanızı tavsiye ediyorum, kendinizi tarihten sildirtmeyin.

Kısa süre sonra galaksinize misafir olarak, ana imparatorluk gemimiz Bark ve eskort gemileri ile geleceğiz.

Sizin gibi milyonlarca gemi ile değil, sadece imparatorluk gemimiz ve beraberinde eşlik eden 3-5 gemi ile sizi ziyarete geleceğiz.
Bizi karşılamaya ve ağırlamaya hazır olsun imparatorluğunuz.

Ya zaten sizin çenenizde durmaz…
Mademki konuşacaksınız, hayırlı bir şeyler konuşun ve 79 galaksinin tamamına uğrayacağımızı diğer galaksilere bildirin.”

Canlı Cevahir ismini duyar duymaz, gemiler arkalarına bakmadan kaçmaya başlamışlardı.

“Evet Safinaz şimdi ne yapıyoruz” dedi Mert.

Safinaz,
“Efendim şimdi Filo’yu Yıldız üslerine Park edelim. Sonrasında yanımıza sizin söylediğiniz gibi birkaç kruvazör ve firkateyni alarak, uygun gördüğünüz zaman Galaksi gezimize başlayalım derim” dedi.

Ebru söze girerek,
“Safinaz bizi geziye öyle götür ki, şöyle dünyanın çevresinde, yakınlarında bulunan ilginç gezegenleri görerek, gezdire gezdire, eğlendire eğlendire götür bizi.” dedi

Safinaz,
“Tamam Ecem mesaj alınmıştır. Sizleri gezdirerek, eğlendirerek götüreceğim.

Hatta ben derim ki, bunlar geri döndüklerinde olayı bir hazmetsinler.
Biz şöyle bi 10 gün sağda solda eğlenerek, dolaşarak vakit geçirelim.
Böylece bunlar hazırlıklarını anca yaparlar.”

Mert,
“Uygundur Safinaz, beraberimizdeki bilim insanları ve sanatçılar değişik yerler görür, materyal ve ilham depolarlar güzel olur” dedi.

Safinaz,
“Efendim o halde Filo’yu Yıldız üslerine geri götürüyorum...
Sonrasında onlara verdiğimiz verdiğini mi mi mi z 🙂 yemek ve hediye sözlerini yerine getirelim ki onların yüzüne bakacak yüzümüz olsun” dedi.

Ebru,
“Sakin ol Safinaz’ım korkma seni utandırmayıp, verdiğin sözü fazlasıyla yerine getireceğiz için rahat olsun” diyerek Safinaz’ın gönlünü aldı.

MANA 3.Kitap 9.Kısım için tıkla..

...