MANA 3.Kitap 32.Kısım

...

MANA 3.Kitap 32.Kısım

O nedenle şimdi yapılacak en akıllıca şey çay içmek ve bu ikram edilen yiyeceklerin tadına bakmaktı.

Öyle yaptılar, orada olanlarla birlikte Camelot masasında karınlarını doyurdular

Hâl hatır sormaca ve hoş sohbetler sonrasında vakit ikindiye yaklaşmıştı.

Sefer dede,
“Bize müsaade, biz şu caminin açılışını yapalım.
İnşallah Asaf Hocam imam ve müezzini ayarlamıştır.” dedi

Safinaz,
“Sefer dedem hiç merak etmeyin, Asaf Hocam o ayarlamaları ve atamaları yaptı.
Biz de onları aileleriyle birlikte getirip buraya yerleştirdik.
Şu an onlar camide görevlerinin başında.
Buyurun arzu ederseniz sizi de Hasan babam ve Sanem annem ile oraya alayım” dedi.

Ben sadece bu şekilde konuştum fakat arzu eden herkesi oraya götürebilirim.
Caminin açılışına katılmak isteyenler lütfen buyursunlar, kendi camileri çünkü” dedi.

Bir kişi konuşmak istediği zaman görüntüye o geliyor ve diğerleri onu görüyor ve dinliyorlardı.
Bu şekilde sıralı konferans türü konuşma yapıyorlar ve Bahçe ahalisinin hepsi bu konuşmayı canlı olarak dinliyor, izliyordu.

Orun Bey Sefer dedeye,
“Sefer dedem böyle kutsal bir yeri bizim bölgemizde inşa ettiniz ve kullanıma açtınız…
Size teşekkür etmek istiyorum ve bu açılışta mahiyetimle birlikte ben de bulunmak istiyorum.
Elbette ki bir sakıncası yoksa tabii” dedi.

Sefer dede,
“Orası hepinizin evi, her şeyden önce Allah'ın evi…
Oraya izin ya da teklife gerek yok, herkese açık oranın kapısı.
İnandığı güç hangi isimde olursa olsun aslında tektir ve ona hangi isimle seslenilirse seslenilsin sonuçta O’na seslenilmiş olunur.

Bu nedenle, lütfen buyurun kendi inancınız doğrultusunda orada kutsal saydığınız değerlere seslenebilirsiniz…

Lütfen, davet beklemenize gerek yok.
Siz ve arzu eden herkes lütfen camiye gelsin.
Onlara açılış ve dua sonrasında, bahçesinde güzel kamelyalar yapmışlar, havuzlar yapmışlar orada çay ikram edip sohbet edebiliriz.” dedi

Mert,
“Bu durumda o gelecek bu gelmeyecek olmaması açısından, böyle bizi temsil eden bir yerin açılışında bütün Bahçe ahalisi olarak adlandırdığımız herkesi tam tekmil istiyorum.
Yoklama alacağım kimse kaytarmasın.” dedi ve küçük bir kahkaha ile sonunu bağladı…

Hep birlikte camiye geçtiler.
Safinaz Selimiye Camii’nin neredeyse birebir aynısını buraya kopyalamıştı.
Görsel olarak çok benziyordu fakat mimar Sinan'ın 6 katmanlı integral kullanarak 6. dereceden formüllerle kubbe yaptığı söylenir.

Safinaz bu 6 katlı integrali 8 kata çıkartarak birtakım eklemelerde bulunmuştu.

Zaten 6. dereceden integral ile yapılmış eserde imamın sesi her yerden aynı netlikte ve güzellikte duyuluyordu.

Yine Selimiye Camii’nde bir mürekkep odası vardı ki caminin neresinde bir mum yansa isi o odaya gider ve şişenin içerisinde toplanır, sonrasında mürekkep yapılırdı.

Safinaz bu is olayını aşarak, insanlardan yayılan kokuların da oraya toplanmasını sağlamış, o kokulardan birtakım kimyasal işlem ve sentezlemeler sonrası camiye has bir koku oluşturmuştu.

Safinaz buna ek olarak, kubbenin ve cami duvarlarının günün belli saatlerinde aldığı ışık açısına göre şeffaflaşmasını, zaman zaman farklı değerli taşların rengine bürünmesini sağlamıştı.
Caminin kristal kıvamına geldiği o vakitler, uzaktan da bakılsa içerisi nurani ışıklar içinde görünüyordu.

Ayrıca namaz kılınan zemini akıllı bir formüle çevirerek, namaz kılanın hiç rahatsız olmayacağı şekilde bir yumuşaklığa geçmesini, üzerindeki kişi uzaklaştığında tekrar normal zemine dönmesini sağlamıştı.

Bunun dışında caminin avizelerinde nostaljik olarak ampul değil güçlü ışıklar veren, bitmeyen mumlar yanıyordu.

Bu avizelerin belirli yerlerine varlığından dolayı böceklerin girmesini engellemek adına deve kuşu yumurtaları yerleştirmiş, örümcek kozaları ile de bunları süsleyerek görsel bir güzellik sağlamıştır.

Caminin Bahçesi, abdest alınan şadırvanlar, kamelyalar ve nilüferlerle, Japon balıkları ile süslenmiş süs havuzları muhteşem güzellikteydi.

Bahçenin zeminini çok hoş lacivert ile vişne çürüğü karışımı renkte bir mermerden döşemişti.

Caminin girişine, “Yaradanın ile konuş, o seni duyar…
O’ndan içtenlikle güzel şeyler dile.
O hiçbir dileği geri çevirmez, vakti geldiğinde gerçekleştirir” yazmıştı.

Sayfalar dolusu anlatsak bitmeyecek güzellikler mevcuttu.
Caminin botanik ve ağaçlandırması, o ağaçlardaki bülbül yuvaları ve buna benzer sayısız güzellikler eşliğinde muhteşem bir eser ortaya çıkmıştı.
Açılış yapıldı, dualar edildi, herkes kendi inancına göre Yaradanı ile konuştu ve sonrasında kamelyalara geçerek hep birlikte çay içip güzel sohbetler ettiler.

Zaman ilerliyordu…

Mert yapılacak çok şey olduğunu söyleyerek müsaade istedi ve onun müsaade istemesini takiben zaten herkes dağıldı.

Mert yumruğunu avuç içine vurduktan sonra, Sacit Bey’e ve Asaf Hocaya seslenerek,
“Zoran abi ve Orun Bey ile kraliçe Eli’yi alarak onlara akıl danışın ve de yarından itibaren bu davetleri yapmaya başlayın.

Federasyonu oluşturmak üzere daveti kabul edenlerin federasyona katılımlarını usullerine göre sağlayın.” dedi

Safinaz’a dönerek,
“Safinaz 79 galaksiden 79 senatör bir senato oluşturacak.

Bu Senatonun haricinde gezegenler bazına inersek, milyarlarca gezegen olduğundan böyle bir şeye girmeyeceğiz.

Yalnız şunu yapmamız gerekiyor.
Her galakside farklı etnik gruplar, halk var, farklı varlıklar mevcut.

Bunlar içinde bir temsilciler meclisi oluşturmamız gerekecek.
Her galaksinin ana alt galaksileri olmak üzere nasıl diyelim mesela 12 temsilci olsa 79 tane 12 ne eder

948 ediyor yanılmıyorsam.

İşte şimdi çok büyük galaksiler var.
Bazılarında 12 yetmeyebilir, belki 36 grup oluşturulması gerekir.
Yani 12 senatör ile galaksiyi temsil edemeyebilirsiniz.
Belki de 36 da yetmeyecek de o galaksiye 360 senatör gerekecek.
O halde şöyle yapalım. Galaksinin büyüklüğü ve etkinliği ne olursa olsun tek bir tane senatör temsil etsin o galaksiyi.

Neticede bu senatörlerin de üstüne bir kanun koyucular meclisi oluşturacağız ve onu en son konuşalım.

Bu senato konferans tadında tartışacak olayları ve durumları.

Sonrasında Kanun koyucular meclisine rapor verecek sadece.

Safinaz’a yapılandırmayı söylerken aslında bu temsilciler meclisinin de yapılandırmasını ortaya çıkartıyoruz.
Can kulağıyla dinlesin herkes ve Asaf Hocam lütfen siz de can kulağıyla dinleyin.
Çünkü Cevahir abi ile birlikte söylüyoruz bunları.

Şimdi şöyle yapalım 79 galaksinin her birisinden o galaksiyi temsilen bir senatör olsun.
Bu senatörlerin her birinin on binlerce çalışana ihtiyacı olabilir sorun olmasın ayarlayın yerlerini.

Temsilciler meclisinde de o galaksiyi temsil eden 12 delege bulunsun.

Yani 948 delegelik bir temsilciler meclisi oluşturulacak.
Bunlar galaksilerdeki etnik gruplarda oluşturulacak etik temsilcilerden, etik elçilerden gelen raporları tartışıp kendi senatörlerine rapor verecekler.

Bunlar Bazira galaksisinde olacak ve bu konuşmalardaki durumlar için binalar ve içeriği Safinaz ellerinden öper.

Bunun dışında galaksilerin alt galaksilerinde her alt galakside bir yardımcı senatör olacak.
12500 alt galaksi varsa 12500 senatör yardımcısından söz ediyoruz.
Çalışma raporlarını kendilerini temsil eden senatöre iletecekler.
Fakat bunlar Bazira’ya gelmeyecekler.
Hepsinin ofisi kendi alt galaksilerinde olmalı ve çok çalışanı olacağından yakışan binalar yapılmalı.

Şimdi daha derine inelim.
Her etnik grubun olduğu bölgeye gerekli sayıda etik elçi seçilecek.

Bunlar da kendi bölgelerinde ofis oluşturarak çalışmalarını burada yerinde takip ederek, raporlarını hem alt senatörlerine ve hem de temsilciler meclisindeki milletvekillerine ulaştıracaklar.

Sonuçta etkileşimli bir şema oluştu sanırım kafanızda.
Senatörler senatör yardımcıları ile etkileşim içerisindeler.
Temsilciler meclisi etik elçiler ile iletişim içerisindeler.
Etik elçiler de hem temsilciler meclisi ile hem de alt senatörler ile etkileşim içerisindeler.

Zeynep abla sen bu her etik elçinin ofisine resmen ve açıkça istihbarat bürosunu tabelanı asarak kuruyorsun.

Bunu haricinde gizli çalışmalarını yine kuralı gereği gizli yaparsın.

Senin istihbarat ofisinle birlikte Raz Peri de yan binaya olağanüstü istihbarat ofisi tabelası asıyor ve aynı mantıkla açık gizli hareket edecek.

Şimdi kanun koyuculara gelirsek bu meclis Asaf Hocamın başkanlığında ve kendileri tarafından seçilen kişilerden oluşacak ve sayısı çok abartılmamalı.
Yani büyükçe bir masanın etrafında toplanabilecek kadar kişi sayısından oluşmalı.

Elbette bunlar için rapor derleyecek analizler yapıp önlerine dosya koyacak devasa bir çalışan ordusu gerekli.

Orun abi sen tüm bu olaylara maddi destek, maaş olayları vs. için para ayarlayacaksın.
Başlangıçta zarar gibi görünse de bunlarla yapacağın ayrıcalıklı ticaretlerin ile sen bu parayı fazlasıyla kazanacaksındır, bundan eminiz.

Sayın Asaf Hocam, çok sevgili Sacit abim öyle zannediyorum ki olay güzel bir mantığa oturdu.
79 galaksinin kaç tanesi imza atarak bu işe başlayacak?

Öyle zannediyorum ki daha önceki konuşmamızda yaptığımız gibi ya bunların büyük bir çoğunluğu katılacaklar, katılmayanlara da biz meydana okuyarak alıp buraya getireceğiz.

Evet sizinle de yapacağımız konuşma bundan ibaret.
Bunun dışında daha artık konuşma istemiyorum, icraat istiyorum.
Herkes anladı, lütfen herkes icraata başlasın.

Siz bunları yaparken bizim saydığımız, hani dedik ya meydan okuyacağız bu kadar sürede teklif edin, onlar bir reddetsinler, reddetsinler ki biz meydan okuyabilelim.
Bu meydan okumayı düşündüklerimizin içerisinden, reddetmeyip katılanlar da olabilir.
O zaman mesele yok, meydan okumaya da gerek yok.
Olay zaten kendiliğinden hallolmuş olacak.

Teşekkür ediyorum ve herkese kolaylıklar diliyorum. dedi ve Ebru’yu alarak Bahçenin dışında o ilk sohbeti yapıp, ilk birbirlerine sarıldıkları banka gidip oturdular ve de orada tatlı tatlı sohbet ederek kafalarını boşaltıp rahatladılar.

MANA 3.Kitap 33.Kısım için tıkla..

...