MANA 3.Kitap 28.Kısım
MANA 3.Kitap 28.Kısım
Şimdi siz senatoyu oluşturuyorsunuz, galaksileri davet ediyorsunuz, bazı alt galaksilerin baş kaldırabileceğini
düşünerek onlarla da bir mücadele içerisine girdiniz.
Fakat bu Tanrıların nasıl bir tutum içerisinde olacakları ile ilgili hiçbir bilgimiz yok.
Yani onları senatoya 80. galaksi gibi mi çağıracağız, yoksa bu işlerle hiç ilgilenmediklerinden böyle bir şeye zaten ihtiyaç olmayacak mı ya da hangi galaksidelerse, şu anda o galaksiyi kim temsil ediyorsa onları da mı temsil edecek…
Yani Efendim bunlar zaten beni aşan durumlar ve bu konuları ben hiç düşünmüyorum bile…
Sadece başlıkları biliyorum ve size iletiyorum.”
Ebru Mert’e dönerek,
”Mert bak 90 gün dedin sözünde dur lütfen…
İşin içerisine başka şeyler girdi diye sakın kıvırma” dedi.
Mert Ebru’ya baktığında Ebru'nun hiç de şaka söyler gibi bir ifadesi ve niyeti yoktu, yani gayet ciddiydi.
Mert gerginliği azaltmak adına,
“Biz sözümüzde dururuz.
Söz verdik ve sözümüzde her ne olursa olsun duracağız.
Sadece sizden şunu istiyorum…
Bu sözümüzde durma noktasına geldiğimizde, yükümüz hafiflemiş olsun.
Onun için herkes bütün gayretiyle çalışmalı ve o gün geldiğinde gerçekten bir şeyler yapmış olmamız ve de nefes
alır durumda olmamız gerekiyor.
Sacit abi gördün…
Her ne kadar Senato’yu periler koruyacak dedikse de periler bir yere kadar koruyabiliyorlar.
Yani senin 32'lik grubun özel bir koruma çemberi oluşturması gerekiyor…
Demek ki Cevahir abi Ebru’yu ve Beni kendisine dahil ederken bu 32’leri de oluşturmasının bir sebebi varmış.
Bu konuda da senin çok farklı senaryolar yazıp, bu senaryoları onlara çalıştırman lazım öncelikle.
Bunu ne zaman yaparsın, nasıl yaparsın o konuda hiçbir fikrim yok.
Ha bu iş çok aceleye gelirse, o zaman Safinaz’dan yardım isteyin.
Sizin için de başka bir boyutta zamanı yavaşlatsın ve oraya gidin.
Uzun bir süre, günlerce çalışın.
Buraya döndüğünüzde bir iki saat geçmiş olsun.
Hatta bunu doğaçlama olarak söyledim fakat benim de hoşuma gitti bu fikir.
Zannedersem özetle yapılması gereken en akıllı iş budur.
Zeynep abla istihbarat istihbarat dedik ama görüyorsun bir yere kadar istihbarat.
Bir yerden sonra patlıyor.
Safinaz'ın bile bir noktadan sonra bu konu hakkında hiçbir fikrim yok demesi, olayın ciddiyetini sana anlatıyordur.
O halde sen ne yapıyorsun?
Ablacığım sen düz istihbarat yapıyorsun.
Yani bu çetelerle, bu suikastçılarla, bu komplocularla, bu ne bileyim silah tüccarları ile, fuhuş çeteleri ile,
birtakım madde üreten ve bunları satanların illegal yöntemleri ile ilgili istihbarat çalışması yapıyorsun.
Şöyle özetleyeyim, elbette ki bu konuya da Safinaz’ın desteğiyle, bazen zaman zaman girmeniz gerekecek ancak onun dışında bu söylediklerim çizgisinde hareket etmeniz sizin için sağlıklı olacaktır” diyor ve onu da ekliyorum.
Doğaüstü olayların istihbaratı size düşmüyor.
Çünkü araştırdığınız şey ile karşılaşırsanız çareniz ve çözümünüz yok.
Bir sürü varlık telef olur ve üzüntüden başka hiçbir şey kalmaz elinizde.
Ablacığım bu dünyadaki istihbarat olayına benzemiyor.
Elbette ki aynısını burada da uygulayacaksınız ama dediğim çerçevede olan işler için.”
Bu durumda...
“Safinaz sizin peri grubu içerisinde böyle gizemle uğraşan, gizemli işleri takip eden birisi var mı?
Onu da böyle farklı, Zeynep ablanın emri altında fakat aynı zamanda bağımsız çalışan, sadece Zeynep abla ile istişare yapan ve bazı önemli durumlarda Zeynep ablanın olurunu almadan harekete geçmeyecek birisi lazım.”
…
Safinaz biraz düşündükten sonra,
“Evet Mert Bey böyle birisi maalesef var.
Diyeceksiniz ki Safinaz sen bizim kaleyi bile 2 dakikada kurdun, böyle birisini var mı yok mu diye cevap vermek için neden bu kadar bekledin.
Mert Bey böyle birisini düşünmek, bulmak için beklemedim.
Onu ortaya çıkartırsak ve sizinle bizimle doğrudan irtibata geçerse, onu zapt edebilir miyiz, onu kontrol altında tutabilir miyiz, size cevap vermeden önce bu endişeyi bir süre sindirmem gerekti.”
Safinaz,
“Efendim Raz Peri var.
Uygun görürseniz buraya getireyim, kendiniz önce bir konuşun” dedi.
Raz Peri ismini duyan diğer periler farkında olmadan geriye doğru sıçradılar.
Ebru doğası gereği bunun farkına varmıştı ve Safinaz’a sordu.
“Safinaz buradaki perileri geriye doğru sıçratacak kadar tehlikeli bir peri mi bu Raz Peri?
Neden bir anda herkes irkildi?” diye sordu.
Safinaz,
“Efendim Raz kelimesi Gizem, gizemli kelimesiyle eş anlamlı gibi düşünülebilir.
Kendisi bir Bayan Peri ve maalesef bizim elliler grubunda, yani en üst düzey siyah peri.
Çok güçlü ve kimsenin bilmediği gizemleri, sırları araştıran, bulan ve bilen bir peri.
Nasıl anlatılır bilmiyorum fakat şöyle bir örnek vereyim ki anlaşılsın Efendim.
Çok özür dileyerek örneğimi veriyorum, lütfen müsaade buyurun Ecem.
Raz peri gelse şöyle bu topluluğun içinden baştan sona doğru bir yürüse…
Onun güzelliği, endamı ve ondan çıkan rayiha dediğimiz hoş koku, büyüleyici bir hoş koku sebebiyle, içimizdeki en aklı başında kişi olan Asaf Hocam da dahil, buradaki herkes ne yaptığını unutur, bir kenara bırakır ve onu izlemeye başlar…
Çok özür dilerim fakat başka anlatım şekli olmadığından direkt söyleyeceğim…
Yanından geçtiği kadın erkek fark etmez bazı kişiler de hamamcı olur, yani gusül abdesti almaları gerekir.
Elbette ki izniniz olmadığı sürece alnını yerden kaldırıp size doğru bakamaz.
Ancak yapmasını istediğiniz iş sebebiyle buna mecburen izin vereceksiniz veya isteyerek izin vereceksiniz ki ondan sonra onu nasıl zapt ederiz…
Ecem ben burada devreden çıkarım.
Artık o noktadan sonra bütün işleri sizinle halletmesi gerekir.
Ya da gerektiğinde onun üzerinde kullanmak üzere, bazı noktalarda sizden özel olarak izin almam gerekir ki onu zapt edebileyim.
Ebru.
“Ooof offff” dedi.
“Mert bu 90 gün dedik ama 900 günde desek bizim işlerimizin biteceği falan yok…
Onun için bu 90 gün sonunda Safinaz bize böyle bir iki saatlik bir vakit ayarlayacak, biz ancak öyle kaçabiliriz.
Yoksa baksana bir de Raz peri çıktı.
Hayır Raz Perinin çıkması hiç önemli değil, o da benim canım periciğim.
Eminim ki onunla çok iyi anlaşacağız ve onu seveceğimizden de eminim.
Onun da bizi seveceğinden eminim, beni endişeye düşüren şey Raz Peri değil.
Raz Peri bu kadar maharetli ise onun kuracağı istihbarat şebekesinden gelen raporlar endişelendiriyor beni.
Zeynep abla hadi bakalım ileride ondan rapor aldığın zaman öyle zannediyorum ki çok güleceğim ve bazı şeylere emir vermek durumunda kaldığın zaman inan ki ben burada karnımı tuta tuta güleceğimi hissediyorum.
Safinaz fazla söze gerek yok çağır gelsin Raz periyi de görelim göreceğimizi.
Bu işe de bir nokta koyalım.
O işin de adı belli olsun ve o da işlemeye başlasın ki bu işlerin artık hızlanması gerekiyor” dedi.
Safinaz 2 dakika kaybolduktan sonra Raz peri ile birlikte geri döndü.
Ona olayın çerçevesini anlatmış olsa gerek ki, Raz peri gelirken yanında yardımcıları olduğu tahmin edilen 12 periyle birlikte gelmişti ve hepsi alınları secdede olacak şekilde Ecelerinin huzurunda duruyorlardı.
Ebru onlara şöyle bir baktı.
Gerçekten de Raz Peri alnı yerdeyken bile etrafa büyülü bir rayiha, koku salıyor ve zaten salondaki herkes ne
yapıyorsa bir kenara bırakmış onu ve orada olan olayı izliyordu.
Bir ara Asaf Hoca’yı gördü.
Asaf Hoca bir şey anlatırken eli havada kalmış, gövdesi öbür tarafa bakarken başı bu tarafa dönmüş vaziyette
yaptığı işi bırakmış, o da olayı izliyordu.
Safinaz Ebru'nun gördüğünü görmüştü ki,
“Aynen söylediğim gibi Ecem durum bu” dedi.
Ebru,
“Periciklerim hoş geldiniz, lütfen yerden kalkın.
Raz Peri ile birlikte gelen peri dostlarım.
Sizler ne bana ne de buradakilere karşı tam bir serbestlik içerisinde değilsiniz.
İşinizi yaparken sizi tamamen serbest bırakıyorum fakat buradakilerle görüşürken, konuşurken ciddi bir saygı ve edep çerçevesinde olacaksınız.
Elbette ki bu edebiniz yere kapanmak şeklinde değil, ayaktayken saygılı olmak çerçevesinde gerçekleşecek.
Raz Peri sana ayrıca hoş geldin diyorum ve biraz önce söylediklerim seninle ilgili değil.
Sarp olsun, Asım olsun ya da sizin gruptaki benimle birlikte çalışan diğer periler olsun, onların benimle ilişkileri nasılsa sana da o derece izin veriyorum.
Senin iznin Safinaz’dan birazcık daha az, onu da hiçbir zaman unutmamanı senden hassasiyetle rica ediyorum.
Sen de benim canımsın.
Asım olsun, Sarp olsun, Güzin peri olsun, Doktor Latif peri olsun, Sude peri olsun onlar neyse şu andan itibaren
sen de benim için osun ve onlarla nasıl bir ilişki içerisindeysem sana da aynı izinleri veriyorum.
Diğer peri dostlarıma gelince, onlar dediğim gibi yine ciddi bir şekilde serbestler.
Ancak bir tık daha fazla saygılı olmaları için onlardan rica ediyorum.
Eğer bunu böyle yapmazsak şimdi söyleyeceğim şeyi araştırırsanız ne demek istediğimi zannedersem daha iyi anlarsınız.
Eğer böyle yapmazsak, sulu kule ekibinden bir farkımız kalmaz, hababam sınıfı gibi bir topluluk oluruz.
Zannedersem gayet net anlattım, sizler de beni net olarak anladınız.
Şimdi bütün bu formaliteler yerine oturduğuna göre, bunları bir kenara bırakıyorum ve sözü Mert Bey’e veriyorum.
Bu arada şunu da belirtmem gerekiyor ki mutlaka ki biliyorsunuzdur fakat bir kere de benim belirtmem gerekiyor ki…
Yeri geldiğinde Mert Bey bana dahi Emir verebilecek pozisyonda.
Bu demektir ki ondan alacağınız emirler konusunda bana sormanıza gerek yok.
Bu da net bir şekilde anlatıldı ve net bir şekilde zannediyorum anlaşıldı.
Mert,
” Estağfurullah Ebru’cum, canım bir tanem sözlücüm” dedi.
“Şimdi iznin olursa sazı ben elime almak istiyorum.
Hızlı bir şekilde olayın çerçevesine çizerek, bunu da yoluna koyalım ve işimize artık lütfen bakmaya başlayalım…
Raz Peri Safinaz’ın anlattığından fazlan var eksiğin yok.
Ebru izninle bir şeyler söyleyeceğim fakat teknik olarak söylüyorum lütfen lütfen lütfen diyorum dedi ve devam etti.
Raz Peri Safinaz’ın anlattığından daha güzelsin.
Safinaz’ın anlattığından daha endamlasın.
Safinaz’ın anlattığından daha nasıl söylerler böyle efsunlu bir güzelliğin, büyülü Bir Rayiha kokun var.
Şimdi senden şunu rica edeceğim…
Bugüne kadar tanıdığım pericikler içerisinde en yaramazı Sude peri.
Sude peri ne yaparsa yapsın biz tebessüm ederiz ve onu hem hoş karşılarız.
Hem de bizi neşelendirdiği için çok severiz.
Seninle de ilişkimizin bu şekilde olmasını arzu ediyorum.
Bir kere bu toplulukta ki, bundan kastım Dünyamızda Bahçe’de bizimle birlikte yaşamış olanlar. İşiyle meşgul olan insanların içerisindeyken, Sude peri gibi saf bir tema ile hareket etmeni rica edeceğim.
Lütfen bu çevreni endamınla, bu büyülü rayiha kokularınla gerek bedeninle gerek senden yayılan güç ile, koku ile, vesaire ile meşgul etmeden hareket etmeni rica ediyorum.