MANA 2.Kitap 30.Kısım

...

MANA 2.Kitap 30.Kısım

Yani hocam biz 60 milyon uzman eğiteceğiz.

Bunun 20 milyonunu, bu işini kaybetmiş insanların görevlendirilmesi ile sağlama yoluna gideceğiz.
Şimdi bu 20 milyonun hepsi gelmeyecektir.
Hepsi gelse dahi, içlerinde bizim işimize yaramayacak olanlar vardır.
Bu durumda bu sayı 10-15 milyon civarında bir sayı olacaktır.

Yani bunu 60 milyona tamamlayacağız.

Yetenek sınavları ve IQ testleri yaparak, EQ testleri yaparak en uygun kişileri seçeceğiz.

Yine bu eskiden ordularda görev yapmış insanlara da bu testleri uygulayacağız.

Ama ortalama gibi bir eşitlik durumunda bunlara öncelik vereceğiz.

Bunun için dünya üzerinde 60 milyon kişinin eğitilebileceği akademi kurulması için, uygun olan boş bir arazi lazım.

Bu Akademi’nin büyüklüğü yani nereden baksanız, kendiniz hesabı edin.

300-350 bin km. karelik bir alan gibi alana ihtiyacımız var.

Önce bunu Dünya dışında kuralım dedik. Fakat hazır olmadan sizi uzaya çıkartmak istemiyoruz.

...

Bu durumda uygun olan yer, Tibet yaylası. Yani o yaylanın Kun-Lun dağlarına doğru olan kısmı.

Şimdi topu size bırakıyorum…
Attım pasımı, uygun bir top çevirisi ile bunu gole çevirmek sizin işiniz.

Dünyaya dönün ve bu insanlar için düşünmeye başlayın.

Akademiyi kurma işini, inşa etme işini periler yapacak. O konuda size Uzay gemilerinde olduğu gibi, maddi, manevi bir yük, bir sıkıntı düşmüyor.

Perilerin sürati çok fazla…

Yani ne kadar diyeyim…
Hani Bir Uzay yolu filmi vardı.
Orada, son bölümlerinde çok süratli bir uzay gemisi inşa ettiler.

9.8 Warp hızıyla hareket ediyordu.

O geminin bahsedilen hızı aşağı yukarı ışık hızı dediğimiz hızın…
Hani ışık yılı dediğimiz olay var ya…

Evet, boş bakışlar görüyorum.
Bunları işte sizlere basitçe anlatmam lazım ki, ufak ufak alışın bu olaylara, bu mantığa, bu konuşmalara…

Işık hızı, saniyede 300 bin kilometre yol alıyor.
Arkadaşlar yani 1 saniyede dünyanın çevresini 8 kere dolaşabiliyor ışık.

Bu ışığın bir yılda kat ettiği yol 9,46 trilyon kilometre.

1 ışık yılı uzaklıkta dedikleri mesafe 9,46 trilyon kilometre demek.

O filmde bahsedilen Atılgan gemisi, bundan 9 bin kere daha hızlı idi.

Yani o, bir yılda 85.140 trilyon kilometre yol kat edebiliyordu.

Diyeceksiniz ki sizin yaptığınız gemilerin hızı ne kadar?
Bir yılda kaç kilometre yol kat ediyor?

Şimdi bizim yaptığımız gemilerin bir yılda kat ettiği yolu nasıl anlatabilirim?

31.536 yazın sonrasına 18 tane sıfır ekleyin.

Bu sayı nasıl okunur bilmiyorum ama şunu söyleyebilirim ki, o Atılgan dediğimiz uzay gemisinden 370.402 kere daha hızlıyız.

Üç yüz yetmiş bin dört yüz iki kez daha hızlıyız.

Şunu da belirtmem gerekiyor.

Hani biz Atılgan gemisinden 370.402 kere daha hızlıyız dedik ya…

Şu an tüm evrendeki en hızlı gemi, Atılgan'dan 40 kat daha hızlı.

Yani biz şu an, evrendeki en hızlı gemiden de 9260 kere daha hızlıyız.

Bu söylediğim rakamlar size cesaret versin.
Onların yıllarca sürede kat ettikleri yolu, biz birkaç günde veya işte birkaç haftada, birkaç ayda kat edebiliyor durumdayız.

Hatta acil durumlarda, sözlüm perilerin ecesi olan Ebru portal açarsa, trilyonlarca kilometre öteye 1 saniyede bütün gemilerimizi geçirebiliriz.

Bu yetki sadece onda var.

Anlamanız için şöyle de söyleyeyim.
Uzay gemilerimizin hızı bir Peri’nin maksimum hızına kadar çıkabiliyor.

Bu da daha büyük bir sayı olmasına rağmen anlayabilmeniz için özetle şöyle söyleyeyim…
Işık hızının 10 üzeri 15 katı gibi 1015 bir sayı.

Saniyede 16 sıfırlı bir sayı kadar km. yolu kat edebiliyor periler.
Dolayısıyla gemilerimiz de son hıza çıktıklarında bu kadar yolu kat edebiliyorlar.

Meleklerin hızı 1015 ile 10100 arasında değişiyor.

Büyük melekler 100 sıfırlı mesafeyi 1 saniyede aşabiliyor.

Şimdi hız olarak belli bir hızın üzerine çıktığınızda, zaten zaman yavaşlıyor ve duruyor.

Dolayısı ile mesela Tibet yaylasına yapacağımız akademiyi normalde 40 senede bitirebiliriz.

Fakat periler bu bahsettiğim hızlara çıkarak çalıştıkları için, zaman yavaşlıyor.

Durma noktasına kadar azalıyor ve dolayısıyla, bize göre 2 saniyede bu akademiyi yapabilirler.

Şimdi çok havadan inme gibi olacak ama perileri gördünüz, meleklerden bahsettik…
Bir de bunların dışında bizim Aybar dedemiz var.

Kendisi işte binli yıllarda yaşamış, Ahmet Yesevi hazretlerinin talebesi olan bir mübarek.

Aybar dedenin ruhaniyeti ile bir görüşmemiz oldu ve perilerin hızını geçmemiz gerekirse, hatta meleklerin hızını geçmemiz gerekirse, kendisinin bize izin almamız konusunda destek olacağını ifade etti.

Artık lütfen hiçbir şeye hayret etmeyin.
Her şeyi gördünüz…
Daha da bundan sonra göreceklerinize eyvallah deyip, devam edin yolunuza.

Çok basit anlatmaya çalıştım, öyle zannediyorum ki anladınız beni.

Zaten Asaf hocam bu toplantıya, bu konuda bilgili, bilgili olmasa da ilgili insanların katıldığını söyledi.

Dolayısıyla bu aydın, elit insan kitlesi, zannediyorum ki beni anlamıştır.

Şimdi kaybedecek vakit yok.
Akademiyi zaten dediğim gibi periler biraz sonra inşa edip bitirecekler.
Ha diyeceksiniz ki, oraya ulaşım nasıl olacak.

Periler, sizin yapacağınız bu 60 milyon kişilik orduyu oluşturmak üzere seçeceğiniz insanların yaşadıkları bölgelere, portallar açabilirler.

Bu insanlar gerektiğinde, bu portallarla yaşadıkları bölgeye gidip, daha sonra akademiye geri dönebilirler.

Zaten nefes alacak vakitleri olmayacağı için, Akademi’de yatıp kalkacak ve bir süre ailelerine gidemezler.
Yani çok özlerlerse görüntülü görüşme yaparlar.

Diğer bir konu ki, bu benim kafamda henüz oluşmadı.
O nedenle sizin de düşünmenizi rica ediyorum.

Bu seçeceğiniz insanlar erkek olur, kadın olur…

Değişik sosyokültürel, entelektüel, farklı dinlere sahip, farklı dillere sahip insanlar olacak.

Şu an mesela benim konuşmam Türkçe.
Fakat her katılımcı bunu kendi dilinde duyuyor ve bana içinizden birisi kendi dilinde cevap verdiğinde de ben onu kendi dilimde duyuyorum.

Şunu söylemek istiyorum.
Herhangi bir dil problemi yaşanmayacak Akademi’de.

Kimsenin kültürel yaşantısına, saçına, sakalına, üstüne, başına, dinine müdahale edilemez.

Akademi'de de kendilerine uygun fakat oranın kuralları çerçevesinde yaşamaya devam edecekler.

Akademi'de zaten yetişip uzaya çıkacaklar ve verilecek üniformaları giyerek kendilerine ait olan geminin başına geçecekler.

Saç uzatabilir fakat saçı bir yere sıkışmayacak şekilde toplanmış olacak çalışırken.

Belki de kadınlar için ordularının renginde standart bandanalar yapacağız

Sakal uzunluğu 3 parmaktan fazla olamaz çünkü kaptırır bi alete.

Bunlar ona karışmak değil, duruma uyum sağlama mecburiyetleridir.

Şu soru aklınıza gelmiş olabilir.
Bu insanlara, uzay konusunda, uzay gemisi konusunda ya da buna benzer konularda, eğitimi kim verecek diye düşünüyor olabilirsiniz.

Elbette ki şu anda, bu konuda yeterli bilgiye ve tecrübeye sahip olan periler öğretmenlik yapacaklar.

Fakat bunun devamının getirilmesi noktasında, sizin de katılım içerisinde olmanız noktasında, bu Akademi’de yetiştirilen personeli yetiştirecek öğretim görevlilerini de periler bir yandan yetiştirecekler.

Şunu da söylemek istiyorum.

Aslında hiçbir insan olmadan, perilerin kullandığı uzay gemileriyle bu savunmamızı gerçekleştirebiliriz.

Ancak ben istiyorum ki, bu dünya hepimizin ve hepimiz bu savunmada yer alalım.

Dünyamızı hep birlikte güzelleştirip, hep birlikte koruyalım.

Tüm bu zahmete girme sebebim sadece bu.

Yoksa muhtaç, ihtiyaç sahibi olduğum için 60 milyon kişiyi yetiştirelim demiyorum.
Bunu da zannedersem çok iyi anlattım.

Benim size düşünün ve bir yol bulalım dediğim konu farklı.

Şimdi bu 60 milyon personeli seçtik, eğittik, yetiştirdik, görev yerlerine gönderdik.

Bu personeller, tarlada yetişen ayrık otu değiller neticede.

Yani hepsinin bir ailesi var, bazılarının eşi çocukları var.

Ailenin bölünmemesi noktasında, bu bahsettiğim eş ve çocuklar ve gerekiyorsa bakmakla yükümlü olduğu diğer aile bireyleri…

Şunu yapmak bizim için zor değil.
Yani geride bırakacakları bu insanlarla burada, en güzel şekilde ilgilenerek, hiçbir sıkıntı çekmeden yaşamalarını sağlayabiliriz.

Fakat bir eşin, eşi yanında olması, yani eş kadınsa kocasının yanında olması ya da uzayda görev yapan bir kadın personel varsa kocasının da onun yanında olması gibi…
Ailenin bütünlüğü noktasında ne yapabiliriz.

Her ne kadar uzayda görev yapan, uzay gemisinde görev yapan insanın bir erkek olduğunu düşünelim.
Eşi bayan ve 2'de çocuğu olduğunu düşünelim.

Bunu kocasının uzay gemisine mi göndereceğiz.

Bazı Uzay gemileri bizim savaş uçaklarımız gibi küçük.

Yani o kadar küçük olmasa da içi bir evin salonu kadar en fazla büyük.

Karısı ve çocukları o savaş gemisinin içerisinde zor yaşarlar.

Ne yapılabilir?

En fazla şu yapılabilir…
Bu Ordu dediğimiz, bir orduya ait bir yıldız üssü vardı ya…

Hani bir Ordu'da 216.000 gemi var demiştik…
5 milyon personel görev yapıyor bu 216 bin gemide demiştik.

İşte bu 5 milyon personelin içlerinden evli olanlara, bu Yıldız üslerinde eşleri ile yaşayacakları yerler verebiliriz.

Kaptan pilotumuz, gemisini Yıldız üstüne yaklaştırıp park ettiğinde…
Gider evinin kapısını açar…
Eşini ve çocuklarını kucaklar ve onları Yıldız üstündeki yemek yenilen yerlere götürür, alışveriş yapılan yerlere götürür, çocukları oyun parklarına götürür.

Orada okullar inşa edilip çocukların orada okuması sağlanabilir.

Bunun dışında bu 5 milyon personelinin eşi ve çocuğu, açacağımız portallarla akşam olduğunda Yıldız üstüne gelip, sabah olduğunda dünyaya dönebilirler.

Fakat ben buna sıcak bakmıyorum.
Sanki sadece kaba cinsellik kokuyor.

Sadece o iş için Uzay’a çıkmış gibi olacak eşi.
Bu nahoş bir durum.

İşte bunu bir düşünelim.
Gerçekten uzayda yaşamak isteyen aileler varsa…
Onlara biz en güzel şekilde konutlar verir, çoluk çocuklarının uzay üssünde mutlu bir şekilde yaşamasını sağlayabiliriz.

Ek olarak şunu da belirtmek istiyorum.
Ya çok konuşuyorum ama bunları anlatmazsam…
Siz bunları yapamayacaksınız ve benim de bunları bir yazılı metne dönüştürüp size vermem zor, yani böyle bir vaktimiz yok.

Şu an konuşacağız, gidip hemen bunları yapmaya başlayacaksınız ve iki gün sonra da bu bitti diyeceksiniz.
Bana iki gün içerisinde, bütün bu insanlara seçmiş olmanızı istiyorum.

Değerlendirme testlerinde ve mülakatlarda vesaire, periler orada olacaklar ve bunu çok süratli yapmanıza yardımcı olacaklar.
Ama bir an önce bitmesi gerekiyor.
Yarın kapımızı birisi çalarsa hazır değiliz.

Zoran Bey yanında, gelen yüzlerce insan vardı ve döndüklerinde burayı yedi düvelle konuşmuşlardır.

Birileri bir yerlerde kesin bizi öpmeye hazırlanıyordur.

Her ne kadar biz hazır olsak da periler şu an gemilerin başında ve emniyetli bir şekilde yaşamımız için destek veriyor olsa da sizlerin buna katılım yapmanız için daha hızlı hareket etmeniz gerekecek.

Evet, o halde daha fazla konuşacak bir durum yok.
Geri dönüyorsunuz.

MANA 2.Kitap 31.Kısım için tıkla..

...

...