MANA 2.Kitap 29.Kısım
MANA 2.Kitap 29.Kısım
O zaman bir Tugay 2000 x 4 eşittir 8000 gemiden oluşuyor.
Tabii ki bir de Tugay komutanı ve tugay karargâhı var, görkemli gemileri var.
Onları ayrıca saymıyorum.
Tümen 3 Tugay’dan oluşacak yani 24.000 gemi.
Kolordu dediğimizde bu 24000 gemiyi 3 ile çarp.
72.000 gemiden oluşuyor.
Ordu içinde bu kolordular dan 3 tanesini koy kaç gemi eder.
216.000 gemi civarında yapıyor.
216 bin gemi demek, periler hariç ortalama 5 milyon personel demek.
Evet, bu 216 bin gemiyi aldınız, saat 1’deki Yıldız üssüne konuşlandırdınız.
Elbette ki bu Yıldız üssü dünyamızın dibinde olmayacak.
Orada herhangi bir savaş olursa dünyaya dokunmaması için, bunu dünyadan belirli bir uzaklıkta, belirli bir
mesafede, böyle yayarak uygun bir şekilde teşkil ettireceksiniz.
12 tane ordu gerekiyor 12 tane Yıldız üssüne
O zaman 216 bin çarpı 12 ne eder?
2 milyon 592 bin gemi.
60 milyon personel…
Bu personellerin bazıları, ailenin bölünmemesi adına, barış zamanı onların da uzay üssünde kalacak konutları olmasını isteyecekler.
Bu detay kafamda olgunlaşmadı…
Sonra seninle bunu bir masaya yatırıp, etraflıca hallederiz.
Söylediğim gibi konuşlandırmanız, personel ayarlamanız, kumandan gemilerinin her birisini diğerinden daha görkemli yapmanız, bu yardımcı gemilerin dizaynı, epey bir işiniz var.
İki gün içerisinde bunu böyle sindire sindire bitirelim.
Neden 2 gün diyorum?
Siz bunu 2 dakikada da belki yaparsınız ama siz yapın gene 2 dakikada ve yerlerine de götürün…
Perilerde görev yerlerine geçsinler.
Uygun olan perileri seçin.
Onlara da gerekiyorsa bir periler akademisi kurun ve gereken eğitimi 2 gün içinde verin.
Onlar gemilerinde görev için hazır olsunlar.
Bizde, Asaf hocamı çağırarak bu akademiyi kuralım.
Bu gereken 60 milyon personeli eğitsinler.
Öğretmen olarak dünyada ders verecek kişi yoktur.
Önce ders verecekleri eğitin ve onlar akademik personel olsunlar.
Bu eğitilecek 60 milyon personeli, dünyanın değişik yerlerinden yetenek sınavı ile alıp uygun ortamlarda eğitelim.
Mezun durumuna geldiklerinde de filolarındaki görevlerine atamalarını yapacağız.
Periler için emir-komuta zincirini ve rütbelendirmelerini sen ayarla Sarp.
Sen onların En büyük rütbe komutanlarısın, Mareşallerisin.
Elbette ki Safinaz senin de amirin ve Ordinaryus Mareşal oluyor bu durumda.
Ordu komutanı orgeneral ile çalışan periye de orgeneral rütbesi ver.
Eşit duruma getir onları ki ezilmesinler.
Tabii ki aralarında konuşup özel durumlarda, özel istisnalar yapabilirler.
60 milyon insan varsa 60 milyon da peri olacak.
İnsan komutasında bir gemide bulunan insan kadar da peri olacak ve her peri bir insanın eşleniği durumunda olacak.
Yani bir mangada 11 insan varsa onun yansıması gibi aynı işleri yapan 11 de peri olacak.
Periler kendi manga komutanına karşı emir komuta sorumluluğunda çalışacak.
Safinaz,
“Emin olun, bu planı ben bu şekilde yapamazdım.
O kadar ayrıntılı bir plan verdiniz ki bana…
Ben bunu mükemmel bir şekilde gerçekleştirebilirim artık şimdi.” dedi
Ebru'nun konuşulanlar karşısında tabiri caizse dibi düşmüştü.
“Size gıcık oldum” dedi.
“Bu kadar şey yapıyorsunuz, ben yaptıklarınızı takip bile edemiyorum.
Vallahi size helal olsun diyor ve Bravo diyerek alkışlıyorum” dedi ve ellerini çırpmaya başladı.
Mert Safinaz’a,
“Asaf hocayı davet etmesini, gelirken yanında askeri ve savaş konusunda binlerce akademik yetkililer getirmesini
istediğimizi söyle.
Çünkü Bir Uzay filosu kurduğumuzu, bu Filo’nun 2 milyon 592 bin gemi ve 60 milyon personel ve 60 milyon da periden oluşacağını…
Bu gemilere uzman-Er'den Orgeneraline birçok atamaların yapılması gerekeceğini…
Ama bunların hepsinden önce, bu atanacak insanların bir akademik eğitimden geçirilmesi gerekeceğini, dolayısıyla bir akademi kurulması gerekeceğini, bunları konuşacağımızı ve bu nedenle de bunları konuşabilecek kişilerin beraberinde getirilmesi gerektiğini söyle.
Hazırlanmak için birkaç saat süre ver sonra onları alıp bir zahmet öğlen yemeğine buraya, o bizim stadyum türü toplantı yerimize getir.” dedi
...
Asaf hoca eşliğinde misafirler gelmeye başlamıştı.
Sarp insanları şoka sokmamak adına sakin, yavaş yavaş ve parçalar halinde getiriyordu.
Mert ve Ebru Asaf hocayı karşıladılar.
Asaf hoca ile samimi bir hâl hatır sohbetinden sonra Asaf Hoca konuya girdi.
“Çocuklar 60 milyon kişiyi toplayıp bunlara eğitim verebileceğinize inanıyor musunuz?” dedi
Mert,
“Orası kolay hocam, öncelikle bunun temelini şimdi bir oluşturalım, gerisi zaten Safinaz’ın işi” diyerek karşılık
verdi.
Asaf Hoca şöyle yapalım diyerek konuşmasına başladı ve
“her ülkeden ayırım yapmaksızın…
Bak gene ağzımız ülkeden lafına gidiyor.
Yani eskiden 236 ülkenin bulunduğu bölgelerden diyelim…
Her bölgeden ayrım yapmaksızın, ilgili ve bilgili olduğuna inanan onar kişi davet ettim.
Toplamda 2360 kişi ile birlikte buraya geldik.
Bunların dışında dünyada bu konuda yol kat etmiş, gerçekten bilgili diyebileceğimiz insanlardan da 1600 küsur kişi
davet ettim.
Yani dolayısıyla burada, 4000 kişi civarında bu konuda konuşabilecek olmasa da söylenileni anlayabilecek insan mevcut.
Tabii konuşabilecek derken, bu insanların hiçbirisi bugüne kadar ne uzay gördü ne uzay gemisi gördü ne de bir uzay gemisinin nasıl yapıldığına dair herhangi bir teori ortaya koyanı da yok.”
Mert,
“hocam dedim ya, bunların hiçbir önemi yok.
Önemli olan, insanların katılımını sağlamak…
Gerisini zaten biz halledeceğiz.
Fakat benim tarzıma biliyorsunuz.
Ben turfanda domates sevmiyorum.
Hocam şöyle yapalım…
Hiç vakit kaybetmeyelim.
Bu insanlara aperatif, ordövr tabağı olarak ikramda bulunur peri arkadaşlar.
Arzu ettikleri içecekleri de bol bol ikram ederler.
Arzu ederseniz oyalanmayalım toplantıya geçelim.
Zaten ben anlatacağım onlar dinleyecekler.
Sonrası durumları sizden ricada bulunacağım…
Toplantıya gelenler merak içerisinde, ne için toplandıklarının kendilerine anlatılmasını bekliyorlardı.
Mert,
“hoş geldiniz sayın misafirler…
Konuya direkt girmek istiyorum.
Çünkü anlatacağım konu zaten başlamış ve 2 gün içerisinde bitirilecek bir konu olduğu için, çok hızlı hareket
etmemiz gerekiyor.
Malumunuz uzaylılar dünyamızı ziyaret ettiler.
Bu ziyareti gerçekleştiren kişi bizden 3 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan, bizim bilim adamlarımızın eskiden üçgen galaksi olarak nitelendirdiği ancak Zoran Bey'in ifadesine göre, Kastabella galaksisinden gelmişti.
Şimdi Allah için Zoran Bey ile yaptığımız görüşme çok samimi ve karşılıklı anlayışa dayalı bir görüşme oldu.
Kendisi galaksilerindeki merkez gezegen olarak adlandırdığı Kastabala gezegeninde, başkan unvanını ve ayrıca tüm galaksinin imparatoru unvanını taşıyordu.
Hatta birtakım yan galaksiler de onlara bağlıymış falan filan…
Şimdi kendilerinden bize bir zarar gelmeyeceğini ifade etti.
Fakat kendilerinin bulunduğu galaksi, bizim galaksimiz yani, uzayda 79 Galaksi var.
Aslında belkide milyon tane galaksi var ufak ama ana galaksi 79 tane, diğerleri bunun içimde konumlanıyor.
Bu galaksilerde sayısını tahmin edemeyeceğimiz kadar çok uygarlık ve yaşam türleri mevcut.
Zoran bey, bunlardan bazıları ile dost, bazıları ile düşman, bazıları ile sürekli didişme ve savaş halinde olduklarını söyledi.
Genel olarak bir eşitlik ve bir denge söz konusu olduğunu ifade etti.
Gerek Uzay gemileri gerek silahlanma ve gerekse Savaş kabiliyeti olarak, kendilerinin en üstünlerden birisi olduğunu, bu nedenle düşmanları olsa da direkt onlara kötülük yapmak amacıyla saldıramadığını ifade etti.
Yani bu ne demek, güçlü bir yapıları olduğu için, ellerinde caydırıcı unsurlar bulunduruyorlar ve kimse direkt düşmanlığa cesaret edemiyor.
...
Şimdi sayın misafirler, bu bahsettiğimiz 79 Galakside bilmem kaç milyar tür…
Yani nasıl diyeyim, anladınız siz aslında.
İçlerinde, ellerinde silah bulunduran, uzay gemisi bulunduran en zayıf tür bile, şu an dünyamıza gelse, onlar için paçalı tavuk gibiyiz.
Tut yakala şişe geçir pişir ye…
Yani özetle, keklik gibi ortadayız ve hiçbir savunmamız, hiçbir caydırıcı unsurumuz mevcut değil.
Biz perilerden oluşan teknik ekiple bunun planını, projesini, vesairesini, hepsini yaptık.
Şu an 2.592.000 tane Uzay gemisi yapılmış ve hazır durumda.
Dünyayı merkez alacak şekilde 12 tane Yıldız üssü inşa edildi.
Her bir yıldız üssünün yeri, saatteki rakamlar gibi yayılmış durumda.
Yani bu üsler dünyanın çevresini, aynı bir saatin rakamları gibi çevrelenmiş durumda.
Her üs kendine has bir Ordu, bir Sancak, bir Amblem, bir Renk, bir Üniforma Rengi taşıyor.
Her Ordu'da 216.000 Uzay gemisi var.
Her Ordu 5 milyon insan artı 5 milyon peri personelden oluşuyor.
5 milyon personel dünyadaki insanlarımızdan ve diğer 5 milyon da tamamen bağımsız, kendi amirlerine karşı sorumlu bir peri ordusu şeklinde.
...
Arkadaşlarımız bunlarla ilgili dokümanı zaten size verecekler.
Biraz sonra bahsedeceğim bir akademik yapılanmaya gideceğiz.
Bu insanları seçecek, eğitecek ve göreve hazır hale getireceğiz.
Periler de onların eş görevlisi olarak iş yapacak.
Perilerin subayları ve komutanları tamamen kendi içlerinden oluşuyor.
Yani bir gemide dünya insanı olarak bir telsizci varsa, aynı görevde bir de peri mevcut.
Perilerin görevi, bu telsiz başındaki insana yardımcı olmak.
Perilerin Ordusu tamamen yardımcı bir Ordu.
Tabii işi bildikleri için, zaman zaman orada görevli personelin uygun olmaması durumlarında, onların yerine geçici olarak geçecekler.
Şimdi konuyu dağıtmayalım.
Dediğim gibi, peri ordusu 60 milyon olarak hazır.
Eğitim almış durumda ve şu an gemileri Yıldız üssüne yerleştiriyorlar.
Eğer sizlerde 60 milyon personeli eğitebilirseniz…
Bu bahsettiğim 2.592.000 gemide görev yapmak üzere hepsinin tayinlerini çıkartır ve görev yerlerine intikal ettiririz.
...
Şimdi Sayın Asaf Hocam’a konuşuyormuşum gibi konuşacağım.
Aslında hepinize konuşuyorum dikkatle dinleyin ve devamını birlikte oluşturalım.
Öncelikle eski dünyada bu lağvedilen, kaldırılan ordular var.
Yeni Dünyada işlevleri olmadığı için, kaldırılmak durumunda kalan ordular.
Sizden rica ediyorum önceliği bu insanlara verin.
Yani bir Ordu mensubunun, hayatını savaşmayı öğrenmeye adamış bir kişinin işsiz kalması, çok sıkıntılı bir durum.
Bunlardan bazıları elbette ki aile şirketlerinde çalışmaya başladılar.
Kimisi tarla-tapan işine kendilerini vurdular.
Kimisi çok anlamasa da bir şey alıp satıp ticaret yaparak, nafakasına çıkartmanın peşinde.
...
Hocam şimdi her ne kadar Ordu desek de…
Çin'de bulunan asker sayısı 2 milyon civarında idi…
Fakat vasıfsız olan askerler askere alınıp, bir süre sonra teskere veriliyordu.
Mesela Türkiye'de 100 bin civarında muvazzaf diyeceğimiz, işi bu olan subay, astsubay, erbaş mevcuttu.
E bunu dünya çapında vurduğumuzda, bu kapasitede 100 ülke olduğunu kabul edersek…
Ne eder?
10 milyon gibi bir sayı çıkar.
Çin, Hindistan gibi daha çok muvazzaf bulunduranları da eklersek…
Olsun bu 10 milyon yerine 15 milyon…
Hadi bilemediniz 20 milyon.