MANA 1.Kitap 14.Kısım

...

MANA 1.Kitap 14.Kısım

Ayrıca yirmi kişilik de bir toplantı odası planlamışlar ve onlar planlarken periler uygulamışlardı.

Katlarında her şeyinin en mükemmel şekilde dizayn edildiği, geniş bir mutfak vardı.
Mutfakta çok güzel, tarz bir yemek masası vardı.

Zaten büyük büyük camları olan, gölün tüm manzarasına hâkim, ışıl ışıl bu mutfakta Sanem Hanım ve Hasan Bey sıkıntı çekmeden mutlu bir şekilde yaşayabileceklerdi.

Salonlar da çok güzel dekore edilmişti.
Yine kendi katlarında gerekli banyo, çamaşırhane, ütü odası, kondisyon odası ve hobi odası gibi odalar da plana dâhildi.
Ve Periler sihirle hizmet edeceği için, bunlara zaten gerek duyulmayacaktı, çoğu dekor amaçlıydı.

Bu sayılan tesislerde çalışan pek çok hizmetli de mevcuttu ve onların hepsi de aslında perilerdi.
Kısacası her şeyi düşünmüşlerdi.

Kendi katlarındaki misafir odalarını da Asaf Hoca gibi ya da koruma amaçlı, önemli devlet erkânının aileleri gibi kişilerin gelebileceğini düşünerek hazırlamışlardı.

Mert Ebru'ya,
“Evet plan bu, bizim unuttuğumuz ya da yanlış düşündüğümüz bir şey varsa onu da şöyle bir dünya çapında desinatör bir periye söyle ki, dört dörtlük bir eser meydana getirsin” dedi.

Ebru tebessüm etti ve
“Helal olsun sana bizi müteahhit de yaptın ya Mert” dedi.

Mert Ebru'nun bu esprisine çok sevinmişti.
Çünkü Ebru, üzerindeki ilk şoku atlatmış, normal Ebru'ya dönmüştü.

- “Sen bana takılmaya devam edersen, daha neler olacak neler, hadi bakalım şimdi de müteahhit ol biraz” diyerek işi bitirmesini işaret etti.

Ebru gözlerini kapadı ve bir süre düşünüyor gibi kaldıktan sonra, parmaklarını kıpırdatarak gözlerini açtı.

- “tamam, her türlü izin belgeleri ile birlikte bina şu an hazır.
Binanın içerisine taşınabiliriz.
Bunun dışında da temizlik ve bakım işlerini de görünmez periciklere havale ettim.
Kusura bakma ama bu kadar oda planladın ve onca insan olacaksa, mutfakta tencerede yemekle uğraşılmaz, zaten vaktimiz de olmayacak.
Yemek, çay, kahve işini perilere bıraktım.
Kim ne yemek, ne içmek istiyorsa tabi uygun olması koşuluyla periler önlerinde belirmesini sağlayacak.
Yani her şey var diye, maymun beyni yemek isteyen biri kusura bakmasın.
Ha Sanem anne dolma yapmak isterse, bizim katta mutfak var ve klasik usul yapabilir o başka.
Binada her yer her zaman temiz olacak.
Odasındaki banyosunda bulunan kirli sepetine atılan herhangi bir şey, yatağının üzerinde katlanmış temiz bir vaziyette az sonra belirecek.

Artık bundan sonra buraya gelenlerden, gizleyecek saklayacak bir şeyimiz yok.
Demek ki, bundan böyle bu binada her konuda açık açık gidiyoruz.
Ayrıca, tesis içerisindeki misafirler, güçlerini gerekmedikçe kullanamayacak.
Kendi aramızda gizli saklı kapalı bir şey yok ama ben yine de ailelerimize bundan sonra şu an an anlattıklarımızın dışında önemli bir şey, onları ilgilendirecek önemli bir şey olmadıkça, bahsetmemek taraftarıyım” dedi.

Mert,
“aman sen ne diyorsun, bu bile onlara nereden baksan bir on sene yeter.
Evet, gerekmedikçe daha onlara bir şey anlatmanın gereği yok.

Yalnız, bu evi şimdi gidelim anlatalım.
Bu evde niye bu kadar oda var diyecekler ki, onun da nedenini şimdi peşin peşin söyleyelim.

Oranın bir misafirhane olduğunu bilsinler ki, her geleni kendilerine gelen misafir gibi görüp perişan olmasınlar.
Onları rahatsız etmeyecek şekilde pek çok misafir olabileceğini belirtelim.
Fakat en üst katın çok ağır misafirler dışında tamamen bizim olduğunu da belirtelim.
İçleri rahat etsin...

Arabaları olduğunu, özel şoförleri olduğunu, istedikleri yere gidebileceklerini, aynı zamanda istediklerini misafirliğe davet edip, ağırlayabilecekleri de söyleyelim.
Kendilerini hapis gibi hissetmesinler.

Evet, "Mert ben çayları tazelemeye gidiyorum.
Tabii eski çay bayatlamıştır ve tazelemeyi parmaklarla yapacağız.
Hadi gidelim onlara oturalım anlatalım” dedi Ebru.

Çaylar ve yanlarında atıştırmalıklar ile birlikte salona geçtiler.
Salona geçtikleri zaman, Sanem Hanımın ve Hasan Bey’in ilk şoku atlattığını, hatta birbirleriyle memleketleri ile ilgili konuştuklarını gördüler ve sevindiler.

Mert,
“ooh rahatlamışsınız, mevzular atlatılmış ve memleket muhabbeti koyulaşmış.

Evet, biz şimdi Ebru ile içerde sizi daha fazla nasıl rahatsız edebileceğimizi düşündük ve konuştuk.
Şimdi de sizi rahatsız etmeye geldik” dedi gülerek.

Hasan Bey,
“Oğlum daha ne rahatsızlığı, kalpten götürecek misiniz bizi.
Lütfen, daha fazla rahatsızlık olmasın, rica ediyorum” dedi.

Mert,
“Yok yok Hasan baba, şimdi bakın ben direkt konuya giriyorum.
Şimdi Ebru ile biz mutfakta, bizim iş yerimize yürüme mesafesinde ve göle yakın bir yerde bir yer ayarladık ve binasını yapıp içini döşedik” dedi.
Ha diyeceksiniz ki bu nasıl iş...
Oldu da bitti...
Şu an ev hazır, eşyası ve içi de döşenmiş vaziyette.
Zaten yarım saat, bir saat sonra da oraya gideceğiz.

Sanem Hanım’ın gözleri yine açılmış ve Hasan Bey’de yutkunmaya başlamıştı.

Mert Ebru’ya dönerek,
“Ebru anlatmaya başlarsak sekiz saat sürecek yine.
Hadi gidip yerinde gösterelim ve detayları tesisi gezerken bahsedelim” dedi.

Ebru, “Valla bir an anlatmaya başlayacaksın sandım ve terlemeye başlamıştım.
Fikrin değişmeden hemen gidelim...
Hatta periler bize bir kapı açsın, direk tesisin bahçesine geçelim” dedi.

Tesisin adı “Bahçe” olacak dedi Mert.
“Oraya bir isim vermek, orayı hedef haline getirir ki yanlış ve tesis demek de açıklanamaz bir duruma sebep olur.”
O nedenle oranın adı bundan böyle sadece, “Bahçe” dedi.

Herkesin hoşuna gitmişti ki tebessüm ediyorlardı.
Yine de kısaca tapunun ikisinin üstüne olduğunu ve ne tür kanuni durumlara nasıl uyum sağlattırdıklarını, özetleyerek kısaca anlattı.

Mert söylenecek her şeyi söylemişti...

Giderken fazla eşyayı götürmeye gerek yoktu.
Orada zaten, her odada mevcut sihirli bir Gardırop vardı.

İçi de en kaliteli ve en modern şekilde elbise ve diğer eşyalarla doluydu.
Şu anda bulundukları evler, mülk olarak kendilerine aitti.
Bu nedenle boşaltılması gerekmiyordu.
“Kapıları sıkıca kapayıp çıkacağız” dedi Mert.
“Bir şey almanıza gerek yok yanınıza...

Eski evlerinizden bir şeye ihtiyacınız olursa, görevlilere söyleyin getirir.
Acil o an bir şey lazım olursa da Perileriniz var sizin unutmayın ve onlara seslenin, onlar getirirler anında...
Şimdi hazırsanız “Bismillah” diyelim, bir “Destur” çekelim ve yeni yerimize geçelim...

Hazır mıyız?
Evet, o zaman Ebru ‘cum, bize şurada bir kapı aç...
Hiç sokaklarda arabalarla, şunlarla, bunlarla uğraşmadan gidelim.
Bu Kapıdan oraya geçelim.
Hem anne babalar da görsün senin maharetini.

Arabalarımızı da oradaki park yerine götürsün pericikler” dedi ve...

Ebru bunun üzerine,
“Tamam hallediyorum” diyerek parmaklarını kıpırdattı.
Güzel, kemerli bir kapı belirdi orta yerde.
Kapıyı açtılar ve diğer tarafa geçtiklerinde yeni evin bahçe kapısından içeriye girdiler.

Bahçeden taze çiçek kokusu geliyordu.
Kasım ayının başlarında olmalarına rağmen, bahçe mis gibi çiçek kokuyordu.
Yerdeki çimene ve çimenlerin üzerinde döşenmiş karo taşlarına basarak ilerliyorlardı.
Ve ilk izlenim olarak, Sanem Hanım ve Hasan Bey bu yeni yerden çok hoşlanmış görünüyorlardı.
Onlar eve yaklaştıklarında evin bütün ışıkları yandı.
O kadar aydınlattı ki çevreyi, herhalde burası Ay’dan görünebilir diye düşündü Ebru.
Zemin katı dolaştılar, birinci katı dolaştılar, her şey anlatıldığı ve planlandığı gibiydi ve hoştu.
Kendi katlarına çıktıklarında Sanem Hanımın tabiri yerindeyse, ağzı neredeyse kulaklarına değecekti.
Hasan Bey de keza, aynı şekilde güzel görüntü karşısında mest olmuştu.

Sanem Hanım kendi katlarını şöyle bir dolaştıktan sonra, “of of of Hürrem Sultan görebileydi de hasetinden çat diye çatlayıvereydi” dedi.
O derece hoşlarına gitmişti.
Sonra herkes kendi odasını buldu.
Ardından mutfağa geçildi.

Mutfağın güzelliği zaten muhteşemdi.
Banyo vesaireye de bakıldıktan sonra terasa çıkıldı.
Teras kelimelerle anlatılamayacak kadar muhteşemdi.

“Ben burada yaşarım, içeriye falan kimse sokamaz beni” dedi Sanem Hanım.

Hasan Bey,
“Bana da bir yer ayırın, ben de içeriye falan girmem” dedi.

Bahçe’yi gezdirdiler ve şimdi burada bir duruyoruz diyerek.
Diyeceksiniz ki bu yirmi oda ne iş?

Şimdi her şeyden önce, burası Bahçe adında bir sosyal tesis dedik ve...
Detayları anlattılar...

Biz burayı bizim gibi ama iyi niyetli olduğundan emin olduğumuz insani varlık diye nitelendirdiğimiz, arkadaşları misafir etmek için kullanacağız...

Onlar için farklı bir yer yapabilirdik fakat onlara, onların yanına gidince sizi ihmal edeceğimizi düşünerek, aynı ortamın içerisine almak doğru olur dedik.
Hem de siz onlara annelik ve babalık yaparsınız.
Onlara annelik ve babalık yaparsınız diyoruz ama onlarında anne ve babaları elbette ki vardır.
Onlara da bu durumu açıklamak gerektiğinde bu sizin sosyal bir göreviniz olacak.

Ben ne dersem deyim, sonuçta ne olacaksa o olacak ya, neyse...

Şimdi zemin kat böyle, umuma açık bahçe, umuma açık birinci kat...
İşte yatacak alanlar var...
Zemin katta büyükçe bir mutfak, bütün ihtiyacı karşılayacak şekilde...
Ha bu arada sakın korkmayın, şimdi diyeceksiniz ki bu kadar insanın çamaşırları hangi makinede yıkanacak, bulaşıkları kim yıkayacak, yemeği kim yapacak...

Siz hiç bunları dert etmeyin.
Bunların hepsini yapacak periler mevcut.
Yani her zaman evde açık büfe şeklinde yiyecekler mevcut olacak.
Çamaşırlarda yıkanacak, bulaşıklar kendiliğinden yıkanacak.
Siz sadece seyredeceksiniz hoş bir şekilde...
Bu arada binayı biz yaptık bitirdik.
Bütün Belediyesi'nden, ne bileyim işte alınması gereken izinler neyse, tapusu şusu busu hepsi hazır.
Bak sana ne diyeceğim Hasan babacığım, tapuyu da buyrun burada ve ikinizin üzerine.
Bu dosyayı size veriyorum.
Bakın burada da binanın tapusu var, arazinin tapusu var, imar, iskân izinleri var, bütün işte vergileri, yatırılmış harçları, onların makbuzları var.
Geçmişe doğru her kim bakarsa baksın burası yıllardır sizin.
Bunun kimse aksini iddia ve ispat edemez.
Evet, şimdi gelelim bizim kata...
Üçüncü kat tamamen bize ait...
Diyerek detayları gösterip anlattılar...

Manzaranız da güzel, dışarıya çıkmazsanız bile, odanızda mutlu bir şekilde oturabilirsiniz.
Terastaki bitkiler ve ağaç gerçek.
Ağacın altında oturacak yerler, hatta Ebru için güzel bir salıncak bile yaptık oraya.
Yani evde eksik olacak, eksik bulacak hiçbir şey yok.

Evde yeteri kadar araba ve şoför de mevcut.
Ayrıca gerekirse Asaf Hoca ile konuşacağım, istihbarattan da birtakım görevliler ayarlasın.
Bahçıvanmış gibi ya da ne bileyim işte, ev içerisinde çalışan hizmetliymiş gibi, ev içerisinde bir güvenlik ekibin çalışmasını sağlayacağız.
Özel misafirlerinizi bizim katımızda istediğiniz şekilde ağırlayabilirsiniz.

MANA 1.Kitap 15.Kısım için tıkla..

...

...