ELA 1.Kitap 21.Kısım
ELA 1.Kitap 21.Kısım
Her şeyde olduğu gibi bu güzel tatilinde sonu gelmişti...
Ela epeyce yoğun bir bilgi trafiğinin içinden uzun Yolda seyahat etmiş Bir şoförün yorgunluğu ile çıkmış ve bir nefes alıyordu.
Anneannesi Aysun Hanım ve annesi Eda'nın ne durumda olabileceklerini düşündü.
Orman perisi Ammar'a tekrar teşekkür etti ve peri kraliçesi Eli'ye,
"sizinle zaten beraberiz ve sanıyorum kısa zaman sonra yeniden görüşeceğiz" dedikten sonra diğerlerinin olduğu
yere doğru yürümeye başladı.
Anneannesi olsun, annesi olsun keyifleri yerindeydi.
Aysun Hanım Eda için kurulmuş olan salıncağı ele geçirmiş ve çılgınlar gibi sallanıyordu.
Ela'nın geldiğini görünce biraz utandı.
Yavaşladı ve salıncaktan inip ona doğru yürümeye başladı.
Ela'ya
"hoş geldin evladım nerelerdeydin" diye sordu.
Ela,
"tepelerde dolaşıp keşif yaptım anneanne, kraliçe Eli de bana eşlik etti" diye cevap verdi.
Annesi Eda,
"oğlum iyi ki geldin, yoksa anneannenin bu salıncağı bize bırakacağı yoktu" dedi.
Aralarında bir takım ufak tatlı atışmalar sonrasında Aysun Hanım Ela'ya dönerek
"karnın aç mı?" diye sordu.
Ela reisi göstererek hem de kurt gibi açım, "öyle değil mi reis?" dedi.
Gülüşmeler eşliğinde perilerin onlara hazırladıkları sofrada lezzetli yemekler yediler, çaylarını içtiler ve sonrasında toparlanıp evlerine doğru yürüdüler.
Evlerine vardıklarında akşam olmak üzereydi.
Ela Aysun Hanım'a,
"anneanne ne zaman yola çıkarız?" diye sordu.
Aysun Hanım, "buranın toparlanması kolay mı evladım bir sürü eşya oldu, dolaplar dolu onları ne yapacağız, birkaç gün sürer herhalde buranın toparlanması" dedi.
Ela,
"anneanne periler iki dakikada toplarlar, 2 dakika sonra da döneriz isterseniz" diye cevap verdi.
Aysun Hanım,
"yok yok benim içime sinmez, benim her şeyi görerek toparlamam lazım" dedi.
Ela bu işin uzayacağını ve büyük yorgunluklar ortaya çıkacağını düşünerek,
"anneanne şöyle yapalım…
Sen kileri, mutfağı düşünme...
Onları perilere emanet et...
Alırlar ve Üsküdar'daki evimize taşırlar.
Sen neleri götürmek istiyorsun?
Kendi eşyanın dışında buradan bir şey götürmek istiyor musun?"
Aysun Hanım,
"yok evladım burayı güzelce kapattıktan sonra buradan götürecek bir şey yok.
Burada ne varsa İstanbul'daki evimizde de var zaten" dedi.
O halde şöyle yapalım,
"siz kendi eşyalarınızı toplayın, hatta onlara da rica edelim periler yardım etsin, hiç burada böyle yemekti,
çaydı, şuydu, buydu uğraşmadan, biz perilerin açtığı kapıdan İstanbul'daki evimize geçelim. Onlar burayı güzelce
derlerler, toplarlar, emniyete alırlar, kapatırlar. Sen hiç bunları düşünme anneanne…"
Aysun Hanım biraz düşündükten sonra,
"evet benim yöntemimle dönmek istersek baya bi sıkıntılı durum ortaya çıkacak, o halde benim zaten eşyalarım
hazır, bana bi 15 dakika izin verin, bi elimi yüzümü yıkayayım, az sonra size bavulumu alıp hazırım derim.
Hadi siz de toparlanın dönelim o halde" diye cevap verdi.
Ela,
"evet o halde herkese bi 20 dakika ihtiyaç molası veriyoruz, 20 dakika sonra herkes burada toplansın.
Öyle ağır şeyler kaldırmayın, bavulunuzu falan aşağı getirmekle uğraşmayın...
Onların hepsini sevgili pericikler hallederler.
siz hazır olduğunuzda kendinizi aşağıya benim yanıma getirirseniz istanbul'a geçeriz" dedi.
Çok şükür ki Ela'nın dediği gibi oldu
Yoksa Aysun Hanım'a kalsa, yandı Gülüm keten helva.
15-20 dakika sonra herkes teker teker aşağı indi.
Ela zaten hiç yukarıya çıkmamıştı ve "hazır mıyız?" diye sordu.
Aysun Hanım ve Eda'dan
"hazırız" cevabını aldığında, periciklere bi tebessüm etti ve göz açıp kapayıncaya kadar istanbul'daki evin içine,
salonuna deyim yerindeyse ışınlandılar.
Aysun Hanım küçük bir hayret aşamasından geçtikten sonra,
"bu ne kadar güzel bir şeymiş bu, biz niye o kadar çile çektik Kayseri'ye giderken" dedi.
Eda,
"anne biraz seyahat edelim sağa sola bakalım, değişiklik olsun dedin ya giderken" diye cevap verdi.
Herkes biraz gülüştükten sonra Ela,
"evinize hoş geldiniz, hadi kapıyı pencereyi açalım, bahçemize çıkalım, bi nefes alalım" dedi.
Evet, az sonra hep beraber bahçeye çıkmışlardı.
Onların döndüklerini gören mahalleli hoş geldinize gelmeye başlamıştı.
Bahçeye çıkarak onları orada karşıladılar.
Mahallelinin kimisi gerçekten özlemişti, kimisi onların yanında durup böyle onların hoş kokulu rayihalarından
mutlu olmayı istiyordu, kimisi bir takım sıkıntılara girmişti akıl danışmak istiyordu, kimisi onlar için yol
gösterip dua etmesini istiyordu.
Velhasıl herkesin bir arzusu, bir isteği mevcuttu.
Ela hiç kimseyi kırmadan herkesle teker teker konuştu.
Onlara, onları yormayacak şekilde yollar gösterdi, nasihatlarda bulundu.
Bazı durumlarda da direkt yardım teklif etti ve o yardımı yerine getirecek olduğunun sözünü verdi.
Velhasıl her ne kadar hoş geçen bir zaman dilimi olsa da herkes yorulmuştu.
Mahalleli de yavaş yavaş teşekkür ederek dağılıyordu...
Epeyce acıkmış olarak birbirlerinin gözüne baktılar ve Ela,
"anneanne aç ayı oynamaz, gidelim karnımızı doyuralım, bu kadar oynadığımız yeter"dedi.
Aysun Hanım tebessüm etti, annesi Eda da gülümsedi ve evlerinin kapısından huzur içerisinde ve de mutlu bir şekilde içeriye girdiler.
Ela aşçılığı üstlendiğini söyleyen Bade perinin, mutfaktan mis kokular çıkartan harika yemeklerle meşgul olduğunu gördü.
Aynı şekilde zaman zaman onlara çay kahve getiren, ikramlarda bulunan Aysu peri de "hoş geldiniz" diyordu.
Yine aynı şekilde evdeki derleme, toplama, temizlik işleri ile meşgul olan Kamuran peri de,
"Efendim siz gelmeden önce her yer temizlendi ve düzenlendi, istediğiniz şekilde oturabilir, istediğiniz şekilde
istirahate çekilebilirsiniz." diyerek onları selamladı.
Ela onlara yaptıkları bazı işleri yüksek sesle söylemeleri konusunda ricada bulunmuştu.
Çünkü temiz görünse de Aysun Hanım, kirlenmiştir diye en baştan yapardı.
Ela da onların bu samimi selamlarını alarak onları selamladı ve
"sizin de bir şeye ihtiyacınız olduğunda lütfen çekinmeyin, benden isteyin, ben de memnuniyetle yerine getirmeye
çalışırım, elimden geliyorsa mutlaka sizin bu güzel davranışınızın karşılığını ben de vermek isterim" dedi.
Periler tam,
"Efendim öyle şey olur mu? Lütfen biz sizden ne isteyebiliriz ki" gibisinden bir şeyler söylemeye hazırlanırken,
kraliçe Eli yıldırım gibi ortaya düştü ve
"Ela'cığım bu evdeki perilere söylediğin ve vereceğin ikrama ben de dahil olabilir miyim?" dedi.
Ela da "elbette kraliçem siz de dahil olabilirsiniz ve hatta sizin göndereceğiniz başka ihtiyacı olan periler de dahil olabilirler, baaşım kösüm üstüne" diyerek tebessüm etti.
Evdeki Bade peri, Aysu peri ve Kamuran peri şaşkınlık içerisindeydiler.
Kraliçeleri telaş ile gelmiş, sanki bir dilenci edasıyla yalvarırcasına bir şeyler istemişti
Elbette ki şaşırıp kalmışlardı.
Onlardaki ya bu şaşkınlığı fark eden kraliçe Eli onlara dönerek,
"güzel periciklerim, emin olun bu hizmet ettiğiniz Ela'da benim size veremeyeceğim ne nimetler var...
O nimetlere hazine gözüyle bakmalıyız ki gerektiğinde, hoş anlarda Ela bize onları hediye olarak versin."...
Ela'dan gelecek olan hiçbir şeyi sakın olaki kaçırmayın."
"Hatta size bir şey vereceği zaman eli bol olduğu zamandır ki çaktırmadan beni de çağırın, ben de faydalanayım"
dedi ve tatlı bir kahkaha atarak,
"hoşça kalın" deyip gitti.
Periler halâ şaşkınlık içerisindeydiler.
fakat çabuk toparlandılar ve böyle bir lutfa mazhar olabilirsek ne mutlu bize diyerek başlarıyla selam verdiler.