...

MANA ÖNSÖZ

Bir roman yazmak istedim.
Romantik komedinin bilimkurgulusu türünden olsun dedim.
Konuştuğum gibi yazmayı seviyorum, yazım kuralları falan sorunum değil.
Ortaya gerçekten çok güzel bir şey çıktı.
Şey diyorum çünkü önceden bu konuda yapılanlara benzetemedim.
Ve bizde, memleketimizde bir bilimkurgu olayı olsa neler olurdu diyerek yola çıktım.

Bizde kimse sapsız üzüm değil.
Anne var, baba var, mahalle baskısı var, var da var.
Süpermen olsan ne yazar, bunlara karşı koyamazsın.
Manita yapmak öyle kolay değildir bizde.
Kıvrandırırlar adamı ve her seven leyla, her seven mecnundur bizde.
Yani bir ilişkiye, birlikteliğe niyetlendiysen, "yandı gülüm keten helva".
Her türlü çileye hazırlıklı ol en başından.
Âşık olmadan önce yapılacak 100 şeyin kitabı varsa, oku yap hemen.
Sonrasında tövbeler olsun yapamayacaksın pek çoğunu.
Aslında aradığın aşkı bulursan yapmak da istemeyecek ve yapmayacaksın da...

Bizde süper kahraman da olsan, aksakallı dedelerimizden kaçamazsın.
Büyüklerimizin nasihatlerine aykırı davranamazsın.
Örf, anane ve törelerimiz var, bu çizgilerden de çıkamazsın.
Her ne yapacaksan, bu iki arada bir derede yapacaksın.
Dünyayı kurtaracaksan da, önce sana söylenenleri efendi gibi dinleyecek, sonra kurtaracaksın dünyayı.

Fakat ne milletiz...
Maşallah her durumda bir çıkış yolu buluruz evelallah...
Kariyer de yaparız, çocuk da yaparız.
Hafize Ana'nın pazar çantasını taşımasına yardım eder, hemen peşinden kötülüklerle savaşmaya devam ederiz.

Böyle olmamız yanlış mı?
Asla! Yanlış değil.
Bizde her bir birey Süpermen gibi yaşar hayatı, tüm zorluklara göğüs gererek.
Bundan dolayı gocunur mu?
Asla! Kime sorsanız nasılsın diye...
Hamdolsun ile başlar her durumda,
Şükürler olsun diye bitiririz sonunda.
Bir maceraya çıktık ve siz daha yazılanları bilmediğinizden, benim kadar keyifli değilsiniz.
Müthiş bir olaylar zincirine hazırsanız, buyrun bu taraftan Efendim...

Amerikalılar, Tokat’ın Perşembe Yaylasına düşen göktaşı parçalarını, insanlardan büyük paralar vererek toplanmışlardı.
Herkes, o büyük paraları almak için, buldukları taşları yarışarak teslim etmişti.
Fakat o sırada eşi ile yaylada bulunan Hayrettin, bulduğu taşın içindeki pırıltılara bakarak, o parlayan şeyin elmas olabileceğini düşünüp, daha yüksek bir fiyata satmak amacıyla, teslim etmemişti...

...

Ela Önsöz

Xiulian ve 11 boyut burada anlatılır...

Hepimizin korkuları var.
Korkular iki türlü…

Birincisi bilinenden korkma.
İkincisi ise bilinmeyenden korkma…

Tam olarak algılayamadığımız, anlayamadığımız, çözemediğimiz şeylerden korkarız.

Bilinmeyene karşı nasıl bir savunma mekanizması ile hareket edeceğimizi kafamızda tam olarak oturtamayız.

Olayı kafamızda çözdüğümüzde de yine yol ikiye ayrılır.

Birinci durum korkmaya gerek olmadığı kanaatidir ve korkumuz ortadan kalkar.

İkinci durumda ise gerçekten korkmamız gerektiği kanaatine varırız ki korku yerini endişe ve bazen de dehşete bırakır.

Bunlar elbette ki sıkıntılı durumlardır…
Kimi zaman bir görüntü yansıması,
Kimi zaman tam olarak algılayamadığımız bir ses karmaşası ve sonuçta zihnimizin, bunları kendine göre bir puzzle tamamlar gibi tamamlaması neticesinde…

Evet, bazen kötü tamamlar ve bu tamamlama neticesinde algılamamız bizi korkuya sevk eder.

Kimileri yatağının altında bir şeylerin olduğu hissine kapılarak huzursuz olur.

Kimileri içeride tanımlayamadığımız bir şeyin olduğunu hisseder ki,
kafamızda bunu kura kura, kura kura korku ve endişe içerisinde kalınabilir.

Kapıların üzerindeki ışık yansımaları bize sanki evin içinde birtakım varlıkların gezindiği hissini verir.

Bunların hepsi bizim yanlış algılamamız mıdır?

Yoksa gerçekten ışığın azaldığı, sessizliğin oluştuğu durumlarda bir takım gerçekten var olan şeyleri mi algılamaya başlarız?

Buraya kadar söylediklerimiz bilinmeyene korku.

Ancak bir de karşımızda, hayatımızda, yaşantımızda, aşamayacağımız ve yüzleşmek zorunda olduğumuz korkularımız ya da korkacaklarımız var.

Kimi çocuklar, öğretmenlerinden, okul müdüründen ya da eğitim yerindeki başka kişilerden korkarlar.

Şunu kabul etmek gerekir ki;
Eğer bir insan bir şeyden korkuyorsa, bu korkusu onun psikolojisinden kaynaklanan bir şey değildir, kesinlikle onun gerçeğidir.

Burada doğruyu tanımlamak mümkün değil ancak çocuk öğretmeninden korkuyorsa, emin olun öğretmeninde korkulması gereken bir şeyi hissettiği için korkuyordur.

Her çocuk aynı korkuyu hissetmeyebilir fakat hisseden çocuğa korkusunun anlamsız olduğu, korkmaması gerektiği gibi yanlış yönlendirmeler yapmak yerine…
Evet, korkuyorsan korkulacak bir şey var demek ki…

Ancak, sen cesur olacak ve bu korkunun üstesinden gelip onu yenebilecek güçtesin…

Korkma demiyorum sana…
Ancak korkunu belli etme ve o korkuya alışmaya çalış.
Çünkü o korkuyu hissettiğin yere gitmek ve orada bulunmak zorundasın.

Eee tabii ki büyüklerin de birtakım korkuları var.

Mahallede yaşıyorsanız, başınıza gerçekten her şey gelebilir.

Gözle görülür bir şey olmasa dâhi, gündüz ya da gece o mahallede yürürken tedirgin olmanız doğaldır.

Gözle görülen bir şey yok, tedirgin olmaya gerek de yok demek, gardını indirmek, kendini savunmasız bırakmaktan başka bir şey değildir.

O nedenle bazı yerlerden hızlı hızlı geçeriz…

İnsanın hislerinin onu yönlendirmesi asla yanlış değildir.

Fakat var olan ve katlanması gereken rahatsız edici durumun, kendisini mümkün olduğu kadar rahatsız etmeyecek şekilde algılayabilmesini sağlamak gerekiyor.

İyi düşün, iyi ile karşılaş…

Evet, bu bir teori de olsa yaşananlar bunu destekler nitelikte.

Evren’e negatif elektrik gönderme, kötüyü çağırma, kötü şeyler düşünme…

Bunların da hepsi doğru…

Tüm bunlar doğruysa, hislerimizin sesine kulak vererek temkinli olmamız gerekir.

Ancak başımıza bir şey gelmesini engellemeye çalışırken, kendi kendimizi de hasta etmememiz gerekir.

Evet, iç sesimize kulak vererek temkinli hareket gideceğiz fakat bu temkini abartarak, rahatsızlık veren bir boyuta taşımayacağız.

Peki, bu hassasiyet herkeste mi var?

Hayır, herkeste yok…

Mevlâna hazretleri buna kırkta bir kuralı diyor.

İşte o kırkta birler bu hislere sahip ve rahatsızlık duyuyorlar.

Kesinlikle, duydukları her rahatsızlık ve hissettikleri her şey onların gerçeği…

Dahası da var ama önsözde bunu uzatmayalım.

Kitap içerisinde yeri geldikçe değineceğiz buna.

MANA

...

...

MANA

1-2-3-4-5-6-7. Kitap 2018-2024...

Toplamda 7 kitaptan oluşan bir seri olarak düşünüldü.
3.Kitap yayınlandı.
4.Kitap yazıldıkça atılıyor.
4.Kitapta 1.Kat sema yani Cinler âleminden ve on binlerce yıl öncesinden günümüzde yaşayan Tanrılardan bahsediliyor.
Aynı zamanda 12024 yıl önce Azazil (Bilinen adıyla bu günkü Şeytan-ı Lâin)...
Ona yardım eden Melekler ki insanlarla görüşen meleklere Peri deniliyor...
Aynı zamanda yanlarında onlarla birlikte İblis ve kavmi olan Yacüc ve Mecüc ile savaş veren Cinler...
Yani anlaşılacağı üzere olaylar çok karmaşık...
Bir yandan da ekmek parası için çalışıyoruz...
Bu nedenle 4.Kitap biraz yavaş ilerliyor.
6 yılda bu kadar yazdık.
Kısmetse 7 cildi de bitireceğiz...

...

ELA

...

...

ELA

1-2-3-4-5-6-7-8-9. Kitap 2023-2024...

Toplamda 9 kitaptan oluşan bir seri olarak düşünüldü.
1.Kitap yazıldıkça atılıyor.
1.Kitapta Xiulian ve 11 boyut anlatılıyor...
Çok doğal birtakım zor günler sonrasında Doğaüstü birtakım olaylar...
Komik anılarla dolu bir çocukluk dönemi...
Ergenlik çağlarında fantastik olaylara giriş...
Dünyanın milyarlarca yıllık geçmişinin son 52024 yılının tasviri...
Gerçek mânasıyla Tarikat ve Mürşit olgusu...
Bilinen 3 boyutun aslında temelde 11 boyut olduğunun izâhı...
Allah ile dost olma sanatı...
Sıkıntısız yaşamanın sırları...
Ve Ela bir delikanlı olarak liseye başladı.
Olaylara nereden bakılınca ne olduğunu merak ediyorsanız takip ediniz...

...

HIRÇIN KIZ

...

...

Hırçın Kız

1. Kitap 2019-2024...

Tüm Yaşanmışlıklara…
Elinizde sınırsız bir güç olsaydı neyi değiştirirdiniz?
Peki, bu sınırsız gücü size hiç bir kimsenin hayatına karışmama koşulu ile vermiş olsalar, dayanabilir miydiniz?
Bir maceraya çıktık ve siz daha yazılanları bilmediğinizden, benim kadar keyifli değilsiniz.
Müthiş bir olaylar zincirine hazırsanız, buyrun bu taraftan Efendim…
Çok zor bir kitap...
Kaç ciltte anlatılır belli değil...
Şahmaran'ın gerçek hikayesi...
Lokman hekimin Şahmaran ile hikayesi ve sonrası...

...

ESMA’nın TERAZİSİ

...

...

Esma’nın Terazisi

1. Kitap 2018-2024...

Rabbin sana bir kere güldü…
Daha sıkıntıya koymaz seni rahat ol dedi…
Orhan ise, ben bunları ne yaşayabilirim ne de bu imtihanlarda başarabilirim…
- “Aman Yâ Rabbi, senden sana sığınıyorum, sen beni senden muhafaza eyle” deyiverdi.
Pericik tebessüm etti ve Âlimler uzun zaman lanetlenmiş şeytan kimden aldığı güçle Allah’a kafa tutuyor diye düşünmüşler…
Sonunda anlamışlar ki lanetlenmiş şeytanın kafa tuttuğu Allah’ın Zâtı değil…
Celâl sıfatından aldığı izinli güç ile, Cemâl sıfatına kafa tutuyor.
Cemal sıfatı Celal sıfatının babasıdır.
Baba hani oğlu ve beraberindekiler bazı noktaları anlasınlar, gerçeği görsünler, ayıksınlar diye, onun kendisine rakip olmasına izin verir ya…
Bu da öyle bir şey...

...

DEV

...

...

Dev

1.Kitap 2020-2024...

Yarını düşünerek yaşayanlar, bu günü yaşayanlara asla galip gelemez…
Sevdikleriniz, korktuklarınıza karşı bir kalkandır.
Korktuklarınız, anlayamadıklarınıza karşı bir kalkandır.
Korkularınızı anladığınızda, onlardan gerçekten kaçmaya veya onlarla savaşmaya karar verecek olan sizsiniz.
Sonrasında ne mi olur?
Ya şehit olursunuz ya da gazi…
“Niyazilere hep üzülmüşümdür“...

...